AKOVA

AKOVA—Awash— Göz demirinin asılı olduğu ve fundaya hazır bulunduğu durum olup bu zamanda demirin memesi su ile beraber bulunur.

Benzer Kavramlar

AKŞAM YILDIZI -Evening star—Güneş battıktan sonra görünen Merkür ya da Venüs. Çulpan.

AKTARMA — 1) Prize (ship)—Yelkenle yürütülen tekneler zamanında düşmandan alınan ve ganimet olarak yedekte getirilen teknelere verilen isim. 2)Transshipment.Tranship— Limbo. Bir yükün bir araçtan diğer bir araca, yere taşınması.

AKTARMA ETMEK-l)Bkz: "Aktarma" 2 interchange-Bir konişmento ya da benzeri bir belge ile sevk edilmekte olan bir yükü bir taşıttan, seyir hatlı kısmen ya da tamamen müşterek olan bir yolda işleyen diğer bir taşıta nakletmek.

AKTARMALI YUKLEMEK - Over stowage—Aktarma gerektirecek şekilde yüklemek.

AKTÎNOMETRE — Actinometer—Radyasyon şiddetini ölçmek için kullanılan alet.

AKUSTİK İSKANDİL—Bkz: "Eko iskandili"

AKUVA Bkz: “Akova"

AKVARYUM—Aquarium.

AKYILDIZ—Sirius—Büyük Köpek (Cania Majoris) takım yıldızının en parlak yıldızı. Şuarayi Yamani (Şi’râ-yi Yomâni) Parlaklık 1.6.


ALABABULA—Pell mell-Birbiri ile anlaşamayan, her biri ayrı hava çalan tayfa anlamına kullanılan bir deyim.

ALABANDA—Wing—l)Tekne borda kaplamalarının levhalarının iç yüzleri. 2)Hard —Dümeni basılabildiği kadar bir tarafa basmak. Bkz: "Alabanda etmek”.

ALABANDA ASTARI Sidesheeting- Yalı kütüklerinden lumbarların alt ağızlarına kadar vurulan kaplamalardır. Lumbaları olmayan gemilerde yalı kütüğünün üzerine gelen ilk alabanda kaplamasıdır.

ALABANDA ATEŞ—Fire Broadsidc.

ALABANDA ÇEKMEK—To scold severely - Gemi adamını azarlamak, paylamak.

ALABANDA ETMEK-Hard. To put hard over —Dümeni bakılabildiği kadar bir tarafa basmak. Bkz: "Sancak alabanda", "iskele alabanda”.

ALABANDA FiDERLERİ-Wing feeaere— Bkz: “Fiderler".