ALAİMİ SEMA

 ALAİMİ SEMA-Rainbow-Bkz: "Gökku­şağı”.


Benzer Kavramlar

ALAİMİ CEVVİYE— Atmosphorical phenomona—Havada görülen alâmetler.
Örneğin havanın basıncı, sıcaklığı, rüz­gârın yönü gibi.
-------

ALAMANA — Alamana — Small lugger. Fishing boat —Karadeniz ve Marmara balıkçılarının kullandıkları açık güverteli balıkçı kayığı. Tek ya da iki direkli ve yelkenli olabilir.

ALAMANA YELKENİ—Small lugger-To­puğu direğin güverte ıskaçasına dayana­rak eğik kaldırılan serenin cundasından direğe alınan vento üzerine açılan kare yelken.

ALAMANATA—Alamanata—Yalnız kıç ta­rafında güvertesi bulunan balıkçı kayığı.

ALAMET - Pillar. Mark, Beacon. Sign— İşaret. Deniz trafiği için konulmuş konumlan belli işaretler, şamandıralar, sığlık alâmetleri, sahil fenerleri, tepeler, yarlar, burunlar ve uzaktan görülebilen yüksek noktalar olabilir. Bunların hep­sinden amaç gemilerin güvenceli olarak seyirlerini sağlamaktır.


ALAPORTEKİZ PİYAN BAGI-Seizing. racking seizing— İki halatı birbirine bağ­lamak için filadoru bir altından bir üstün­den dolaştırarak oluşturulan bağdır. Bu şekilde toplanan halata’ da "Alâportekiz toplamak" denir.

ALARGA—Off. Push off. Shove off. Keep away. Keep clear • Genel olarak açık anlamına kullanılır. Bir filikanın ya da geminin sahile ya da bir yere yanaşmış olmayıp açıkta bulunması, durması, yatmasıdır. Bu durumda bulunan deniz araç­larına “alargada" denir. Emir olarak verildiğinde "Aç", “Açığa çık" anlamına kullanılır. Bkz: "Avara”.

ALARGADA—Bkz: “Alarga". Off shore. Afloat. Keep away. Lie off—Açıkta, yüzer halde, sahilden ya da bir yerden, bir deniz aracından açıkta bulunmak ve durumu korumak.

ALARGADA TUTMAK To hold off. To keep away.To keep off—Deniz amanı bir yerden ya da deniz aracından açıkta tut­mak. eğlendirmek.

ALARGA ETMEK-Off ward. To put out to sea—Bir yerden ayrılmak. açığa çıkmak, denize açılmak. Buna “Alargaya çık­mak" da denir.

ALARGA OLMAK—To keep clear. To keep off. To push off. To shove off.

ALARM —Alarm—Çeşitli işaretlerle belirti­len tehlike durumu.

ALARM APARATLARI —Alarm apparatus —Zil,kampana, düdük v.b. cihazlar.