17 Ocak 2015 Cumartesi

BASARNA




BASARNA _Lift .Jack. To lift with lever— Bir cismi manivela ile kaldırmak.


Benzer Kavramlar
BASADORA Footrope— Yelken gemicilerinin serenlerin altında bir çıması (halat ucu) cundaya diğer çıması hamaylıya (orta,seren ortası) bağlanmış doblin halatlara verdikleri isim. Gemiciler bunların üzerlerine basarak yelken sararlar ve camadan bağlarlar. Bkz: "Marsipet”.
-------------
BASIKLIK Flattening Oblateness Ellipticity— Dünya eksen basıklığının diğer adı. Yer yuvarlağı gibi basıklaşmış cisimlerin basıklığı.

BASINÇ Pressure.

BASINÇ BOYNU  Saddle- iki antisiklon arasındaki alçak basınç.

BASINÇ DEĞİŞİKLİĞİ.AYNI îsollabar. Meteorolojik bir haritada belirli bir zaman içinde basınç değişiklikleri ayni olan yerlerin birleştirilmesinden oluşan çizgi.

BASINÇ DENEYİ. Pressure test. Press— Tankları doldurarak sızmazlığının kontrol edilmesi. Pres etmek.

BASINÇ DÜŞÜRÜCÜ VALF- Reducing valve.

BASINÇ GRADYANI  Pressure gradient- Bir sinoptik haritada burometrik basıncın değişme değeri.

BASINÇLAMA ODASI  Decompression chamber— Bkz: "Basınçlanma 2" işleminin yapılabilmesi için Özel yapılmış oda ya da tüp.

BASINÇLANMA Decompression —1) Dalgıç ya da balık adamların dip den yukarı çıkarken vurgun yememeleri için uymak zorunda oldukları çıkış zamanı. 2) Vurgun yiyen bir dalgıcı iyileştirmek için, içine konulduğu basınçlama odasında, yapay olarak, daldığı derinliğe indirmek ve uymak zorunda olduğu çıkış zamanını basınçlama odasında yapay olarak uygulamak.

BASINÇLI HAVA Compressed air— Tazyikli hava. Bir kompresör tarafından bir yere, tanka, şişeye basılmış hava.

BASKI _ Caulking hammer for pluting- Saç levhaların kalafatlanmasında kullanılan ağızları yuvarlak saplı çelik keskisi '. Bkz: ’' Kalafat keski''

BASKILI ÇEKİŞ_ induced draught — Baca gazlan ile elde edilen yapay draft, çekiş.

BASMA  Pumping. to empty. Dewatering.Evacuate— Bkz: "Baş 1" Tulumbalarına. Sıvıyı basmak, boşaltmak.

BASTA  Avast  -  Abosa anlamında kullanılan bir deyim. Dur anlamına kullanılır.

BASTIRMAK  1) Scuttling— Oturan bir geminin dalgalardan etkilenmemesi için uygun yerlerinin su ile doldurularak geminin bastırılması, ağırlaştırılması, dibe iyice oturtulmaaı.2) To splice. Sinking a strand— İki halatın kollarını birbirinin arasına gömerek birleştirilmesi, dikilmesi. 3) Sudden wind and waves— Beklenilmeyen bir anda rüzgar ve dalgaların başlaması Örneğin "Hava bastırdı" gibi.

BASTİKA _ UBkx:"Ayak torno”. 2) Block— Örneğin cunda bastikası, topuk bastikası gibi makara
sözcüğü yerine de kullanılır.

BASTİKA.TEK YANAKLI Clamp.

BASTON  Flying jib boom. Studding sail boom— Ana cıvadranın üzerinden ileriye doğru sürülmüş olan çubuklarla cunda yelkenlerini açmak üzere ana ve gabya serenleri cundalarında bulunan çubuklar.

BASTON KİLİDİ  1) Arm iron- Kontra baston ve cunda yelkenlerinin bastonlarını tutmak ve gereğinde dışarıya sürülmelerini kolaylaştırmak için ana ve gabya serenlerinin üzerine konulmuş demir çemberler. 2) End ring— Seren cundasının çatlamaması için seren ucuna yapılan çember.

BAŞ Stem. Head. Bow. Fore part of a vessel. Prow- Genel anlamda bir geminin filikanın, teknenin ön tarafına denir. Bu kısımda teknenin baş bodoslaması ,baş üstü ( kasara) ve omuzlukları vardır.

BAŞA DOGRÜ HAREKET  Shoot a head. Moveahead. Proceeding ahead.

BAŞA KUMANDA... A stay. Leading ahead— Demir zincirinin pruva istiralyası ile aynı doğrultuda olması. Zincirin başın ilerisine doğru kumanda etmesi.

BAŞALTI Deck head. Compartment under the forecastle— Baş kasara altı. Eskiden güverte tayfasının yaşadığı yerlerdi. Bugün modern gemilerde tayfa da gemi ortasında yaşadığından bugün başaltı, mağaza. fenerlik olarak kullanılmaktadır.

BAŞ AMBAR  Forward hold— Bir yük gemisinde en baştaki ambar.

BAŞA TIRİMLΠ Trimmed by the head-Başı kıçından daha fazla batmış. su çekiyor, başlı. Bkz: "Başlı gemi".

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder