27 Nisan 2017 Perşembe

F HARFLİ DENİZ TERİMLERİ







FİLİKA FİLÂMASI. (Boat flag): Filikaların, motorlu ve motorsuz ufak deniz araçlannın sancakla çağırma isimlerinin kıç aynalık tah¬tası üzerine yapılmış boyalı resimleri. FİLİKA KANCASI. (Boat hook): Filikaların bir yere yanaşırken veya avara ederken kullandıkları ucu kancalı gönder. Başta ve kıçta olmak üzere iki tanedir. FİLİKA MATAFORASI. (Boat davit): Filikaların sudan kaldırılarak gemiye alınması için kullanılan matafora. Bak. Matafora. FİLİKA MATAFORA VENTOLARI. (Boat davit guys): Filika matafo-ralarım istenilen vaziyette bulundurmak için matafora cundalarında¬ki mapalara donatılmış uzun halatlar. Bunlardan başa komuta ede¬nine baş vento. kıça komuta edenine kıç vento denir. Bak. Vento. FİLİKA PALETİ. (Gripe): Mataforaya asılı bulunan filika veya deniz araçlarının denizli havalarda sallanmamasını sağlamak üzere bir ucu matafora cundasına bağlı kalın brandadan yapılmış yassı palet. Fi¬lika asıldıktan ve filika bosasına vurulduktan sonra bu paletler çap¬raz olarak dış taraftan dolaştırılır ve gerilerek matafora üzerindeki koçboynuzlarma volta edilir. FİLİKA PUSULASI. Bak. Bot pusulası. FİLİKA USTURMAÇASI. (Pudding Tender): Filika ve ufak deniz araç-larının biı- yere yanaştıklarında borda kısımlarının ezilmemesi veya boyalarının sıyrılmaması için bordalarından sarkıttıkları brandadan yapılmış ufak usturmaçalar. FİLO. (Fleet): Belirli savaş maksadına yönelik savaş gemileri filotil¬lalarının oluşturduğu takdik kuwet. Harp Filosu. Mayın Filosu, De¬nizaltı Filosu vs. gibi. FİLO ETMEK. (Round in): Yelkenlerin işlemesi istendiği zaman gemi¬nin pruvasının rüzgârüstüne alınması suretiyle yelkenlerin söndürül¬mesi. FİLOTİLLA. (Flotilla): Muhrip ve muhripten daha küçük gemilerden teşekkül eden taktik birlik. FİRAR YOLU. (Escape trunk): Bir tehlike anmda makine veya kazan dairelerinde bulunan personelin güverteye çıkmaları için bu daireler ile güverte arasındaki silindir şeklindeki dik yol. FİRAR KAPORTASI. (Escape hatch): Firar yolunun güverteye açıl¬dığı kaporta. FİRAR MERDİVENİ/İSKELESİ. Firar yolundan çıkacak personelin basmaları için demirden yapılmış dik basamaklar. FİRAŞKON. (Threefold purehase): Çok ağır malzemeleri kaldırmak için kullanılan üç dilli iki makaradan ibaret palanga. FİRENGİ DELİĞİ. (Scupper, Scuppcr hole): Gemilerin yalpa vurması ile güverteye gelen sulann, yağmur sebebiyle güvertede toplanan su¬ların veya güvertenin yıkanması sırasında kullanılan sulann denize akmaları için yalı kütüklerinden veya bir ağzı güvertede diğer ağzı bordada olan ve gemi içinden geçen borunun bordadaki ağzı. FİRENGİ ÇALPARASI. (Scupper \valve, Stornı walvc): Gemilerin yal-paya düştüklerinde firengi deliklerinden içeriye su girmemesi için fi- rengilerin denize açılan taraflarına konulan bir ucu menteşeli ka¬paklar. Firengi çalparaları daha ziyade hela, banyo gibi geminin iç kısımlarındaki yerlere ait firengi deliklerinin ağızlarına konulur. FİRENGİ LUMBARI. (Frceing port): Şiddetli denizlerde gemi güver¬tesine toplanan çok miktardaki suyun kısa zamanda denize akması için küpeştenin alt kısımlarında açılan geniş boşluklar. Modern ge¬milerde bu boşluklar hemen hemen gemi güvertesi boyunca devam eder. FİRENGİ MANİKASI. (Scuppcr pipc): Bordadaki firengilerden akan suların borda boyalarını kirletmemeleri için borda ağızlarından su kesimine kadar uzanan ve bordaya kaynatılmış U şeklindeki madenî kapak. Modern gemilerde firengi manikaları gemi içinden geçirilir. FİRENGİ OLUĞU. Bak. Firengi manikası. FİSTAN. (Funnel casing): Güverteye dik olarak konulmuş direk, ba¬ca gibi akşamın güverteye giren kısımlarından içeriye su girmemesi için güverte ile temas eden yerlerinin etrafına çepeçevre konulmuş ve sızmazlığı temin edilmiş ağaç veya demirden yapılmış çerçeve. Bak. Baca fistam. FİTİL. (Core): Tel halatların elastikiyetini sağlamak için kolları ara¬sına konulan kendirden bükülmüş ince lif halat. Konulan bu fitille¬rin kalınlıkları, tel halatların kalınlıkları ile orantılı olarak değişir. FLOK. (Jib): Pruva direği ile cıvadra arasındaki larmolar (Istiralya- lar) üzerine açılan üç köşeli yelken. Floklar açıldıkları larmoların isimleri ile anılırlar. Kontra flok, Dış büyük flok. İç büyük flok, Ti- rinketina flok. FLOK LARMOSU. (Jib stay): Flokların açıldığı ve pruva direği ile cıvadra arasındaki gergin tel veya halatlar. FOA İSKOTASI. (Crossjack shcct): Foa yelkeninin iskota yakalarına donatılan ve geminin kıç tarafına, bordaları istikametine doğru alı¬nan halatlar. FOA KUNTRASI. Foa yelkeninin rüzgâr üstü iskota yakasını pruva ta-rafına doğru tutan ve küpeştedeki mapasına bağlanan halat. FOA MANTİLYASI. Foa serenini güverteye paralel bulundurmak için serenin cundalarından direğe alınan halatlar. FOA MARSİPJETİ. Foa serenindeki marsipet ayaklarının bağlandığı halatlar. FOA MEZOLARI. (Crossjack Buııtlinc): Foa yelkeninin altabaşo ya¬kasını serene kaldırmak için donatılan halatlar. FOA PRASYASI. (Crossjack hrace): Foa serenini rüzgâra doğru çevir¬mek için seren cundalarından donatılan halatlar. FOA SALABURUNU. (Crossjack Leeclitıe): Foa yelkeninin gradin ya-kalarını serene kaldırmak için bu yakalara donatılan halatlar. FOA SERENİ. (Crossjack Yard): Mizana direğinin en altında bulunan seren. Genellikle Foa serenleri üzerine yelken açılmaz. FOA YELKENİ. (Crossjack): Foa sereni üzerine açılan kare yelken. FORA. (Let go): Bir yere bağlanmış veya kasası geçirilmiş bir halatın bağının çözülmesi veya kasasınm çıkarılması. Genellikle komuta ola¬rak kullanılır. Baş halat fora gibi. FORA EDİLDİ. (Cast off): Fora işinin yapıldığını bildiren terim. Baş halat fora edildi gibi. FORAVELE. Yağmurdan ıslanmış olan yelkenleri seren üzerine açarak kurutmak için verilen komuta. FORS. (Pcnnant): İçinde devlet büyükleri, General ve Amirallerin bulunduğunu belirten ufak ve üzerinde güneş, yıldız ve diğer işaretler bulunan bayrak. Forslar gemilerde, tek direkli ise pruva, çift direkli ise grandi direğinin şapkasma, araçlarda göndere çekilir. FORSALAMAK. Düşmana ait bir deniz geçidini zor kullanarak geç¬mek. FRANSIZ İZBARÇOSU. (Frcnclı Bowline): Halat bedenine yapılan kruzdan halat çımasının iki kere geçirilmesi suretiyle yapılan izbar- ço bağı. Bu durumda doblinlerden biri müteharrik olur. FRANSIZ RODASI. (Flakc): Halat veya zincirlerin güverte üzerine ve omurga istikametinde olmak üzere döşenmesi. FRİBORD. (Frceboard): Geminin vasatmdaki güverte seviyesi ile azamî su çekimi sınırına kadar olan düşey mesafe. FULA. (Hand glass): Eskiden kullanılan şimdi kullanılmayan kum saati. FUNDA/FUNDO. (Let go the anehor): Birşeyi denize atmak, bırak¬mak. FUNDA ETMEK. (To let go): Demirlemek, demirlemek için demirin denize bırakılması. FUNDALIK. (Range of cable): Derin bir yere demirleneceği zaman fun- do edilen demirin birdenbire zincir üzerine binerek zinciri kesmemesi için zincirlikten güverteye çıkarılan ve güverte üzerine Fransız rodası şeklinde yerleştirilen zincirler. Buna Salyaforalık zincirde denilir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder