13 Nisan 2017 Perşembe

GEMİ TERİMLERİ - D HARFİ





DURGUN SU. (Dead Water): Rüzgâr ve akıntıların tesirinde olma¬yan su. DÜDÜK. (Whistle): Sesle işaret vermek üzere basmçlı hava veya stimle çalışan ve en az iki deniz mili mesafeden duyulabilecek nitelikteki cihaz. DÜDÜK. (Blast): İkaz mahiyetinde kullanılan ve nefesle ses çıkaran düdük. DÜDÜK CEVİZİ. Bak. Çakı cevizi. DÜDÜKLÜ ŞAMANDIRA. (\Vhistle Buoy): Denizin tehlikeli yerlerine konulan ve suların hareketi ile şamandıra üzerindeki ses makinesinin çalışması suretiyle ses çıkaran şamandıra. Bak. Şamandıra DÜĞÜM. (Single Knot, Thumb Knot, Ouerhand knot): Bir halatın be¬deni üzerine yapılan krozun içinden halat çımasının geçirilmesi ile ya¬pılan bağ. DÜLGER BAĞI. (Timbcr Ilitch): Halat çımalarmı direk, seren ve baba gibi cisimlere bağlamak için yapılan bağ. DÜMEN. (Rudder, Helm): Deniz araçlarının rotalarını değiştirmek için teknelerin kıç taraflarında bulunan dikey satıhlardır. Dümenler küçük teknelerde telli donanımla, büyük gemüerde dümeni çevirebile¬cek güçteki makinelerle hareket ettirilirler. Bu makinelere dümen ma¬kineleri denir. Genel olarak gemi dümenleri üç kısma ayrılır. Müteva- zin dümen, yarı mütevazin dümen, adi dümen. Bunlardan adi dümen kullanılması en zor olan dümendir. DÜMEN AÇISI. (Rudder Aııgle): Dümen yelpazesinin omurga hattı ile yaptığı açıdır. Dümen ortadayken açı sıfır derece, alabandaya basıldığı zaman ise açı otuz derece olur. Genellikle dümen açısının emredilişi derece rakamları ile olur «Sancak (İskele) 10» gibi. Alabandaya basıl¬dığında derece rakamı söylenmevip «Sancak (iskele) alabanda» şek¬linde komuta edilir. DÜMEN BODOSLAMASI. (Stern Post): Dümenin takıldığı ve üzerinde dişi iğneciklerin bulunduğu bodoslama. Bu bodoslamaya kıç bodoslama da denilir. DÜMEN BOĞAZI. (Rudder neck): Dümenin, dümen yelpazesinin üst tarafında kalan ve üzerine yekenin takıldığı kısmı. DÜMENCİ PUSULASI. (Stceriııg Compass): Serdümenin rotayı kontrol edebilmesi için dümen dolabının ön tarafında bulunan miknatisî veya cayro pusula. DÜMEN DOLABI. (Steering YVhcel): Gemilerin sancak veya iskeleye dönüşlerini sağlayan dümenlerin komuta tertibatlarının bulunduğu do¬laplar. Bu dolaplar geminin birkaç yerinde bulunur. Dümen dolapları üzerinde bulunan ve yekenin hareketini sağlayan yuvarlak daire biçi¬mindeki tutamaklı kısma dümen denüir. Dümenler büyük gemilerde sert ağaçtan, küçük gemilerde madenden yapılırlar. Modern gemilerde dümen yerine, dümen makinesini elektriki olarak çalıştıran bir kol bu¬lunur. DÜMEN DOLABI MUŞAMBASI. (Rucider coat): Güverte üzerinde ve açıkta bulunan dümen dolaplarının su ve rutubetten korunmaları için üzerlerine örtülen brandadan veya muşambadan yapılmış örtü. DÜMEN DONANIMI. (Stccring gear): Dümen yekesine komuta eden hidrolik, elektriki veya mekaniki tertibatın, Dümen dolabından dümen makinesine kadar olan kısmındaki boru tertibatı ile elektirikî iştirak¬ler ve tellerle zincirlerin ve bunlara ait makaraların tümüne dümen donamım denir. DÜMEN EVİ. (YVhell House): Dümen boğazının tekne içine girdiği ve yeke dairesine kadar uzanan silindir şeklindeki kısmı. DÜMEN KUŞAĞI. (Rudder Arm, Rudder Stay): Dümen yelpazesini sağlamlaştırmak ve iğnecikleri dümene bağlamak için yelpazenin her iki tarafında bulunan demir kuşaklardır. Bu kuşaklara İğnecik kuşağı da denilir. DÜMEN MÜŞİRİ. (Rudder Angle İndicator, Helm İndicator): Dümen yelpazesinin omurga hattı ile ne kadarlık bir açı yaptığım gösteren elektriki veya mekaniki alet. Dümen müşiri genel olarak serdümenin ön tarafmdaki bir yerde bulunur. DÜMEN MAKİNESİ. (Steering Engine): El ile hareket ettirilmesi güç olan dümenlerin hareketini sağlayan makineler. Dümen makineleri üç tiptir. Stimli, clektromekanik, Elektrohidrolik. Bunlardan stimli olan¬ları bir kısım eski gemilerde, Elektromekanik olanları daha ziyade kü¬çük gemi ve teknelerde, Elektrohidrolik olanları ise modem gemilerde kullanılır. DÜMEN SUYU. (YVake): Hareket halindeki bir geminin pervane sula¬rının deniz üzerinde bıraktığı iz. Dümen suyu hareket halindeki bir su olduğundan dümen suyunu takip eden arkadaki geminin süratinde az da olsa bir azalma meydana getirir. DÜMEN SUYU FENERİ. (Wakc Light): Geminin dümen suyunu ay-dınlatmak için kıç tarafa genellikle kıç aynalık üzerine konulan ve be¬yaz ışık veren fener. Bu fenerin ışığı geminin başka bir yerini aydın- latmayacaktır. DÜMEN YATAĞI. (Rudder beariııg): Küçük deniz araçlarının dümen-lerinin topuk iğneciğinin oturduğu kontra omurganın kıça doğru uza¬yan kısmı. DÜMEN YEKESİ. Bak. Yeke. DÜMEN YELPAZESİ. (Rudder Framc): Dümenlerin, dümen boğazla-rından aşağıda olan yassı kısımları. DÜRBÜN. (Binocular): Uzak mesafelerdeki cisimleri görmek için mer¬cek ve pirizmalardan yapılmış yaklaştırma aleti. Tekli ve çiftli olanları vardır. DÜŞE TAHTASI. (Gang board): Kıçtankara olmuş küçük deniz araç¬larına girip çıkmak için sahile uzatılan ensiz tahtalar. Bak. Kıçtankara iskelesi. DÜŞME. (Drift): Seyir halinde bulunan bir geminin rüzgâr, akıntı veya dümencinin dikkatsizce dümen tutması sunucu takip edilmesi gereken rotanın sancak veya iskelesine doğru sürüklenmesine denir. DÜŞME AÇISI. (Drift Angle): Devir dairesinin herhangi bir noktasın¬daki teğet ile geminin omurga hattı arasındaki açı. Bak. Devir dairesi DÜŞME OMURGA. Bak. Yalpa omurgası. DÜZ GÜVERTE. (Flush deck): Üzerinde kaporta, kamara, ambar me- zarnası gibi yüksek kısımları olmayan güverte. DÜZ KIÇLI. Bak. Ayna kıçlı. DÜZELTİCİ VEZNİYET. Bak. Doğrultucu vezniyet DÜZ PİYAN BAĞI. (Fiat seizing): Üzerlerine fazla basınç binmeyecek olan kasalara yapılan bağ.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder