20 Haziran 2017 Salı

DENİZCİLİK TERİMLERİ K HARFLİ



KIRMA DİREK. Kırma baca maksadını sağlamak üzere direklerin gü-verteye yatırılabilir şekilde yapılmış olanı. KISA DÜDÜK. (Short blast): Gemi düdüğü veya sis düdüğü ile çalı¬nan bir saniyeden az süreli düdük. KISA SEFER. (Short run): Liman sefer sınırı aşılmak suretiyle kısa sefer sınırları içinde yapılan sefer. KISA SEFER BÖLGESİ. (Short run regioıı): Liman sınırı sonu ile ya¬kın sefer sınırının başlangıcı arasında kalan bölge. KIYI AKINTISI. (Coastal curreııt): Kıyılara eyik gelen denizlerin oluşturduğu akıntı ile bir gündeki hızı 12 deniz milini aşmayan kıyı akıntısı. KIYI ÇATLAKLARI. (Sırf): Su derinliğinin dalgaboyunun yarısına eşit olduğu yerlerde dalgaların boylan azalır ve derinliğin sahile doğru azalması sebebiyle de dalga tepeleri yükselmeye başlar ve çatlar. Böy¬le çatlaklara Kıyı Çatlakları denir. KIYI ÇEKMESİ. (Bank suction): Uzun, dar ve dik kıyılı bir kanalda seyretmekte olan bir gemi ileri yol ile seyrederken pervanelerin suyu geriye itmesi sonucu yakınındaki kıyı ile geminin kıçı arasındaki su seviyesinin alçalması sebebiyle kıç tarafın yakın taraftaki kıyıya doğ¬ru gitmesi. KIYI YASTIĞI. (Bank cushion): Uzun, dar ve kıyıh bir kanalda seyret-mekte olan bir geminin çektiği su de kanalın derinliği az olursa ge¬minin pruvası yakm kıyıdan açığa doğru itilir. Buna Kıyı Yastığı veya Yastık Suyu denir. KIYI SEYRİ. (Coastal navigation): Limanlardan ve gemilerin demir¬lemeye elverişli sularından çıkmayan her tonajdaki gemi ile bağlı bu¬lunduğu limandan 100 milden fazla uzaklaşmayan en fazla 300 net tonluk gemilerin yedekte çektiği şalopa sınıfı teknelerin yaptıkları se¬yir. KİK. (Gig): Başı ve kıçı aynı olan ve kürek veya yelkenle hareket eden ince yapılı ağaç tekne. Kürekçiler aşırmalı olarak otururlar. KİLİT. (Slıackle): Bir tarafı yuvarlak diğer tarafı açık demir veya çelikten yapılmış U şeklinde ve açık olan tarafındaki deliklerden ge¬çirilen vidalı bir harbi ile kapatılan, gemicilikte çokça kullanılan bağ¬laç. KİLİT. Bak. Zincir kiliti. KÎLİTBAŞI. Bak. Kaplamabaşı. KİLİT İŞARETLERİ. (Gable marking): Gemi demirlerken denize akan zincirin ne kadarınm aktığını anlamak için zincirlerin kilitlerinin üzerine yapılan tel ve boya işaretleri. Demirin analesine kilitlenmiş ilk zincir kilidin sonundaki açılır baklanın her iki yanındaki lokmalı baklalar beyaza boyanır ve bu baklaların lokmalarına bakır tel sarılır. İkinci kilidin sonundaki açılır baklanın her iki yanındaki iki adet lokmalı baklalar beyaza boyanır ve baklaların lokmalarına bakır tel sarılır. Diğer kilitlerde iki, üç,... olarak işaretlenirler. KİLİT ZİNCİRİ. Bak. Zincir kiliti. KİRALAMA MUKAVELESİ. (Conlract of carriage): Deniz taşımacılı-ğında, bir yükü gemi ile taşıtan ve (c/p) taşıyan arasında, Deniz Ti¬caret Hukuku ve kurallarına göre yapılmış olan, taşıma veya gemi ki¬ralama mukavelesidir. KİRALAMA SİMSARI. (Clıarlering broker): Gemileri için navlun ara¬yan, donatanlar ile gemi kiralayıcıları arasında arabuluculuk yapan şahıs. KOÇBOYNUZU. (Deck cleat, Belaving clcat): Halatların volta edilme¬leri için gerekli yerlere konulan madenden yapılmış boynuz şeklindeki araç. KCFERDAM. (Cofferdam): Gemilerin iç kısımlarını birbirinden ayıran ve bir bordadan diğer bordaya kadar uzanan su geçirmez bölmeler. KOL. (Strand): Yan yana getirilmiş birçok lif ve tellerin hep birden bir tarafa bükülmesi ile meydana gelen halat kısmı. Kolların birleş¬tirilip aksi tarafa bükülmeleri ile halatlar meydana gelir. KOL. (Araı): Demirin, bedeninin sonundan iki tarafa doğru dirsek teşkil eden kısımları. KOL ATMAK. (Unlay): Bir yere verilmiş olan halatın, bir tazyik so¬nucunda kollarından bir veya ikisinin kesilmesi. KOLBASTI DİKİŞİ. (Short splice): Makaralar gibi dar olan yerlerden geçmesi düşünülmeyen halatların birbirine eklenmesi için yapılan dikiş. KOL BASTIRMAK. (To makc short splice): Kolbastı dikişi yapmak. KOLAY SEYİR. (Easy navigation): Rüzgârı kıç omuzluklardan ala¬rak yapılan seyir. KOLOMBİR. (Masthead): Direk ve çubukların armalarının kapele ol¬dukları yerlerle üst başlarındaki destamoralar arasında kalan kısım. Bulundukları direk ve çubukların isimleri ile anılırlar. KOLONA. (Mooring post): Gemilerin sahile verdikleri palamarları bağlamak veya kasalarını geçirmek için sahil ve rıhtımlara konulan ağaç, demir veya taştan yapılmış babalar. KOLONA. Ağırlık kaldırmak veya çarmıkları doldurmak için ana di¬rek veya gabya çubuğuna geçirilen ve bir çıması radasalı kamçı. KOLONA HALİNDE. (Coluııın): Yelken gemilerinde seren ve yelken¬lerin indirilmesi suretiyle teknenin yalnız direkleri ile bırakılmış hali. KOLONA PALANGASI. Kolonalara takılarak ağır eşyaları kaldırmak¬ta kullanılan iki dilli ve alt makarası kancalı olan palanga. KOLONA PAYI, (lloıınding): Ana direklerin güverteye girdikleri yer ile ana armanın kapele olduğu yerler arasındaki dikey mesafe. Yelken payı da denilir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder