6 Haziran 2017 Salı

İ HARFLİ GEMİ TERİMLERİ



İNŞAİYE BELGESİ. (Builders certificate): Gemiyi inşa eden tersane¬ler tarafından gemi sahiplerine verilen ve içinde, tahmin edilen tona¬jın doğru olduğu, sahiplerinin adları ile inşa edildiği yeri ve tarihini bildiren resmi bir belge. İNTERSEP. (Intercep): Hesabi irtifa ile hakiki irtifa arasındaki fark. İNTİKAL. (Transfer): Dümene basmayı takiben geminin 90 derece döndüğünde geldiği noktadan eski rotaya olan dik mesafe. Bak. De¬vir dairesi. İPTAL. (Frustration): Her iki tarafın kontrolü dışındaki bir olaym vukubulması halinde donatanla kiralayan arasındaki mukavelenin fesih olması. Böyle bir durumda her iki tarafta iptale yetkilidir. İRTİFA. (Altitude): Bir gök cisminin ufuktan olan açısal mesafesi. Dik daire üzerinde 90 dereceye kadar ölçülür. İRTİFA PARALELİ. (Altitude parallel): İrtifaları eşit olan gök cisim¬lerinin üzerinde bulunduğu daire. Bu yer küresi üzerindeki arz para¬leline eşittir. İSKANDİL. (Sounding): Denizin derinliklerini ölçmek için kullanılan alet. Bak. Adî İskandil, Makineli İskandil, Elektrikli İskandil. İSKANDİL. (Heave the lead): Denizin derinliğinin ölçülmesi için is- kandilciye verilen komut. İSKANDİL AĞIRLIĞI. (Lead): İskandil halatının ucuna bağlanan 7-14 libre ağırlığında, dip tarafı oyuk genellikle kurşundan yapılmış ağırlık. Dipteki oyuğa donyağı konulur, iskandil dibe değdiğinde yağa yapışan dip maddeleri vasıtasıyla deniz dibinin karakteri öğrenilir. İSKANDİL BORUSU. (Souııding pipe): Gemi sarnıçlarındaki su ve yakıtların miktarını bulmak için sarnıçların içine uzatılan boru. Sar¬nıçların şekline göre hesaplanmış hacimleri bir şerit üzerine işaretlen¬miştir. Bu şerit iskandil borusundan aşağıya indirilir ve yağın bırak¬tığı iz okunarak sarnıştaki yakıt miktarı bulunur. İSKANDİL HALATI. (Leadline): Derinlikleri göstermek üzere iskan¬dil kurşununun bağlandığı ve üzerinde iskandil İşaretleri bulunan otuz kulaç uzunluğundaki halat. Derin su iskandillerinde takriben 100 kulaç uzunluğunda çelik tel halat kullanılır. İSKANDİL HATLARI. (Line of sounding): Aynı derinliği gösteren nok¬talan birleştiren hatlar. Bu hatlar deniz haritalarında derinliklere göre değişik hat ve noktalarla gösterilirler. İSKANDİL KURŞUNU. Bak. İskandil ağırlığı. İSKANDİL MAKİNESİ. (Sounding machinc): Çok derin suların de¬rinliğini bulmak için kullanılan, bir drama sarılı esnek ve takriben 100 kulaç uzunluğunda teli ve bu telin ucunda 30-100 libre ağırlığı bulunan makine. Elektrikli iskandillerin bulunmasından sonra bu makinelerin kullanılmasından vazgeçilmiştir. İSKANDİL MASTALYASI El iskandilinin konulması için kenarlan sığ olan mastalya. İskandil atılırken halatın kolayca sağılması için halat, mastalya içine daire şeklinde yerleştirilir. İSKANDİL TAVASI. (Leadsman’s platform): İskandiicinin, iskandili atması için üzerine bastığı baş omuzlukta ve bordaya dik olarak açı¬lıp kapanabilen kafes platform. İSKANDİL TÜPÜ. (Sounding lube): İskandil makinelerinin iskandil kurşununa yakın bir yerine bağlanan içinde, derinliğe indikçe renk değiştiren bir kimyevi madde bulunan bir ucu kapatılmış madeni bir muhafaza içindeki cam boru. İSKELE. (Port): Geminin baş taralına dönüldüğü zaman geminin, sol tarafta kalan kısmı. İSKELE. (Jctty): Gemilerin yük ve alıp vermeleri için bir ucu sahile irtibatlı ağaç veya demir kazıklar üzerine veya beton bloklar üzerine oturtulmuş çıkıntılar. İSKELE. Gemilerde güverteler arasmdaki irtibatı sağlayan merdiven¬ler olduğu gibi, gemi ile sahil veya gemi ile vasıta arasında giriş çıkışı sağlayan merdivenlerdir. Ağaç veya madenî olarak yapılır, gemide kullanıldığı yere göre isim alır. İSKELE ALABANDA. (Hard över to port): Geminin iskeleye dönmesi için dümenin gidebildiği kadar iskele tarafa basılması için verilen ko¬muta. İSKELE BORDA FENERİ. (Portside light): Geminin iskele bordasın¬da ufkun 112.5 derecelik (10 Kertelik) bir yayı üzerinde kesiksiz ışık gösterecek şekilde yapılmış ve tam pruvadan itibaren iskele kemere¬nin 22.5 derece (2 Kerte) gerisine kadar ışık gösteren ve en az iki mil mesafeden görülebilen kırmızı fener. İSKELE FRAÇOLLARI. (Ladder fishboncs): Borda iskelelerinin alt tavalarım üst tava hizasında bulundurmak ve yanaşan araçların is¬keleyi bordaya çarparak eğmemesi için alt tavaların altlarına konu¬lan bir ucu tavadaki yerine diğer ucu bordadaki yuvasına oturtulmuş oynar kollar. İSPANYOL CIRGINASI. (Spanish windlass): Gergin durumda bulu¬nan iki halatın bedenlerini birbirine yaklaştırmak için halat üzerine sarılan daha ince bir halatı kaviiya ve çelik yardımı ile sıkarak yak¬laştırmak için kullanılan usul. İSPANYOL PİYANI. İki halatı birleştirme veya kasa yapmada kulla¬nılan bir piyan şeklidir. Normal piyan işleminden sonra, halatın bede¬nî ile çıması rasmdan piyan ıspavlosunun alman voltaları ile yapılır. ISPARMAÇA. (CROSSED ANCHOR, FOULED HAWSE): Deniz içinde bulunan bir gemiye ait iki veya diğer gemilere ait zincirlerin birbirine dolaşması. İSPARÇENA. (SPUN YARN): Halatların aşınmamaları için üzerlerine sarılan ince ip.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder