13 Haziran 2017 Salı

K HARFİ DENİZCİ TERİMİ AÇIKLAMALARI



KALOMA VERMEK. (Ease): Gemi demirliyken havanın birden biıe sertleşmesi halinde verilmiş olan kalomayı artırmak için denize bir mik¬tar zincir bırakmak. KAMARA. (Cabin): Gemi subaylarının yatmaları ve müstakil olarak çalışmaları için gemi dahilinde ayrılmış müstakil odalar. Ticaret gemi¬lerinde Zabit ve yolculara ayrılmış olan kamaralara Kabin denilir. KAMÇI. (Pendant): Bir çıması bir yere bağlanmış, diğer çıması her¬hangi biı- maksat için kullanılmak üzere serbest olan halat. KAMÇIBAĞrl. Bak. Bedenbağı. KAMÇILAMAK. (Whipping): Kuwetli rüzgâr tesiri ile yelken iskota¬larının kaçırılması sonucu yelkenin yapraklaması ve dolayısıyla iskota¬ların sertçe sağa sola savrulması. KAMÇILI PALANGA. (Tali block): Sapanlarına kanca takılmayıp pa-langayı gerektiğinde bir yere bağlayabilmek için sapanın bir çıması serbest olarak bırakılmış palanga. KAMIŞDÜDÜĞU. (Rced hom): Stim veya tazyikli hava ile çalışan tiz sesli, işitilme mesafesi fazla olmayan genellikle sisli zamanlarda kul¬lanılan düdük. KAMPANA. (Bell): Üzerinde geminin adı, hizmete girdiği yıl yazılı olan bronzdan dökülmüş büyük zil. Eskiden gemilerde çokça kullanılan kam-panalar, dahilî muhabere sistemlerinin tekamülü sonucu eski önemini kaybetmiştiı*. Bugün ancak, Denizde Çatışmayı Önleme Tüzüğü gere¬ğince bulunmaktadır. KANAL. (Swallow): Halatların, makara içinde rahat hareket etmesi için dil üzerine açılmış oyukluk. KANAL. (CONTLINE (S): Halat kolları arasındaki çukurluklar. KANAL. (CHANNEL): İki denizi birleştirmek için suni olarak açılan dar geçitler. KANAL YÜRÜTMEK. (\VOKMING): Halatların kolları arasındaki boş-lukları, mürnel veya gırcıla ile doldurmak. KANA RAKAMLARI. PLIMSOLL MARK (OR LINE): Gemilerin su çe-kimlerini gösteren ve gemilerin baş ve kıç bodoslamalarının her iki ta-raflarına yazılan rakamlar. Boyları uzun olan gemilerin bordalarına da yazılır. Kana rakamlarının boyları altı pus, 15,24 santimetre, iki rakam arası 12 pustur. Genel olarak romen rakamları ile gösterilen kana ra¬kamlarının alt kenarları esas su çekimini gösterir. KANARYALIK. Eski gemilerde komutan kamarasının dış tarafına ya¬pılan balkon. Yelken gemilerinde pek süslü olarak yapılan kanaryalık¬lar, bilhassa İngilizler tarafından uzun seneler kullanılmış ve Birinci Cihan Harbinden sonra tamamen kaldırılmıştır. KANCA. (Hook): Herhangi bir şeyi kaldırmak veya tutmak için bir tarafı analeli, diğer tarafı daire şeklinde ve uç tarafı açık demir veya pirinçten yapılmış araç. Gemicilikte kullanılan çeşitli kanca tipleri vardır. KANCABAĞI. (Sınglc blackwall hitch): Kancalara halatın çıması ve¬ya bedeni ile yapılan bağ. Kancaya vurulan halatın çıması bedenin al¬tında kalacağından, bedene binen ağırlık çımayı sıkar ve fora olmasına mani olur. Bu bağa Kanca Kruzu da denir. KANCACI. (BOWMAK MANNİNG THE BOAT HOOK): Deniz araçları ile bir yere aborda olurken başı çekmek. Avara ederken başı açmak için aracın baş tarafında bulunan ve kancayı kullanan personel. KANCA GÖNDERİ. (Pole): Bir ucunda madenden yapılmış kancası bu¬lunan yuvarlak ve yeterli uzunluktaki ağaç. Kanca gönderi yerine ge¬nellikle kanca terimi kullanılır. KANCA KURUZU. Bak. Kanca bağı. KANCALI İZBİRO. Bak. Çırçıl, İzbiro KANÇELLO TARİHİ. (Canceling date): Donatanlar ile kiracılar ara¬sında anlaşmaya varılan ve geminin yüklemeye hazır olacağı en geç tarihi ifade eder. KANDİLİSA. (Halyard, Halliard): Yatay serenlerle yan yelkenlerini yerlerine kaldırmakta kullanılan halatlar. Kullanıldıkları yerlere göre, Istirise, Manti, Çördek. Silonga gibi isimler alır. KANDİLİSA BAĞI. (Halyard bend, Halliard bend): Serenleri, makara ve bastikalara daha yakın bulundurmak için yapılan ve Silongo bağı da denilen bağ. KANDİLİSA LAVRASI. Bak. Lavra. KANDİLİSA PALANGASI. (Halyard tackle): Alt tornosu güvertedeki mapaya bağlı, üst tornosu babafingo sereninin kandilisası üzerine çe- liklenen palanga. KANDİLİSA SAPANI. (Tripping liııe): Babafingo ve kontra serenleri¬nin kandilisalarını bağlamak üzere kuHamlan radansalı sapan. KANDİLİSA TAHTASI. Bak. Izbarço tahtası KANDİLİSA VİNCİ. (HALYARD \\TNCH): Yelkenli büyük yatlarda yelkenleri basmak için el veya elektrik motoru ile çalışan direk diple¬rindeki ufak vinçler. KANGAL. (Hank): İnce halatların daire şeklinde bir arada toplanma¬ları. El incelerinin atılmadan ewel sol elde toplanması gibi. KAPAKLANMA. (Capsizing): Şiddetli rüzgârlar sebebi ile bir teknenin albura olması. KAPALI HAVA. (Closed weather): Gökyüzünün, baştan başa bulutlarla kapalı olması ve görüş mesafesinin çok az olması hali.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder