15 Haziran 2017 Perşembe

K HARFİ İLE BAŞLAYAN DENİZCİ TERİM ANLAMLARI



KARAMAN VURMAK. (Jerk): Herhangi bir yere bağlı halatın, doblin vaziyetteyken haricî biı* tesir ile anî olarak gerilmesi, silkinti yapma¬sına denir. Karaya oturmuş bir gemiye verilen karaman halatının, ha¬lat doblin vaziyetindeyken kurtarma gemisinin makinelerini tam yol ileri çalıştırması sonucunda halatm birden gerilmesi ve silkinti yap¬ması. KARAMUSAL. (Mooring Swivel): Çifte demir atmış bir geminin zin-cirlerinin, geminin salması sebebiyle birbirine dolaşmaması için kul¬lanılan, hususî surette yapılmış bir fırdöndüye bağlı olan ve dört adet lokmasız baklası bulunan tertibat. Karamusal fırdöndüsü de denilir. KARAMUSALA VURMAK. (To moor): Çifte demir atmış bir geminin zincirlerini usulüne uygun olarak karamusal’a bağlamak. KARANFİL. (Cap stay): Üzerine bir şey bağlamak veya asmak için iki yer arasına gerilen halat. Matafora cundaları araşma gerilen ve üze¬rine can halatlarının bağlandığı halat. KARANFİL PALANGASI. (Spnislı burton): İki çıması kancalı bir kaza-yağı ile halatm ortasına bağlı bir palangayı havi tertibat. Kazayağım oluşturan kancalar karşılıklı takılmak suretiyle ağır eşyaların kaldırıl¬masında kullanılır. KARANTİNA. (Quarantine): Sari hastalıklı personeli bulunan gemile¬ri, geçici bir süre için tecrit etmek. KARANTİNA SANCAĞI. (Quarantine flag): Sağlık kontrolü yapılma¬mış olan gemilerin sağlık kontrollerinin yapılması için çektikleri san renkli sancak. Bu sancak çekili olduğu sürece gemi, sahil ile temas kuramaz. Gemide sari hastalık olmadığı anlaşıldığında bu sancak arya edilir. KARARSIZ RÜZGÂR. (Raffling wind): Daimî olarak bir cihetten esme- yip devamlı olarak İstikamet değiştiren rüzgâr. KARASUYU. (Tcrritorial waters): Bir devletin, kıyılarından itibaren hakimiyeti altında bulunan ve uzunluğu bir kanunla tespit edilmiş olan ve kıyıları boyunca uzayan su şeridi. Met ve cezir olayı olan sahillerde kıyının başlangıcı, en düşük cezir hattından başlar. KARASUYU GEÇİDİ. (Territorial straits): Bir devletin ilan etmiş ol¬duğu karasuları içinde, uluslararası Deniz trafiğine açık tuttuğu, kara¬suları içinde belirlenmiş deniz geçitleridir. KARAYELE. (Caravele): Herhangi bir şeyin veya durumun içinden çıkılamaz biı* hal almaşım belirten terim. KARAYELE KAPLAMA. (Diagonal planking): Omurgadan küpeşteye doğru 45 derecelik açı yapacak şekilde birinci kat, birinci kat kapla¬ma tahtaları ile 90 derecelik bir açı yapacak şekilde aksi istikamette döşenen tahtalarla yapılan ve sızmazlığı temin için iki kaplama arasına katranlı branda bezi konulan kaplama şekli. KARAYA BİNDİRMEK. (Aground): Derin suda bulunan bir teknenin batmasını önlemek maksadıyla sahile doğru seyrederek baş tarafından omurgası deniz dibine değecek şekilde oturması. KARAYA OTURMAK. (AGROUND): Bak. Karaya bindirmek. KARE YELKEN. (Squarc sail): Miyama yakası ile altabaşo yakası bir¬birine paralel olan ve seren yelkenleri diye anılan dört köşeli yelken. KARGAYUVASI. (Crow*s net): Gözcülük maksatları için gemilerin pruva direklerinin üzerinde bulunan gözetleme yerleri. Eski gemilerde kullanılırdı. KARINTI. (Becalmed): Akıntıların, anafor sularına karışmasından do¬layı suda meydana gelen dönmeler. Girdap da denilir. KARİNA. (Bottom of tlıe vessel): Gemilerin, su kesimlerinin altında bulunan dış kısımları. KARİNA ETMEK. (Careen): Gemi veya ufak teknelerin karinalarını temizlemek için gemi içindeki ağırlıkların bir tarafa alınması suretiyle teknenin bir tarafa yatırılarak karinanın suüstüne çıkması. KARİNA FIRÇASI. (Careen brush): Karinaların temizlenmesi için kul-lanılan sert kıllı ve uzun saplı fırça. KARİNA YAĞLAMAK. Suyun sürtünmesini azaltmak için karinanm iç yağı ile yağlanması. KARİNA ZİNCİRİ. (Hogging linç): Gemi, su kesimi altından veya su kesimine yakın bir yerden yara aldığı zaman yarayı kapatmak için kullanılacak yara paletini bağlamak için geminin altından dolaştırılan ve çımaları sancak ve iskeledeki mapalarına kilitli olan zincir. Bu zin¬cirler gemilerin bir veya iki yerinde bulunur. KARPUZ FENER. (Globular lantcm): Çepeçevre ışık verecek şekilde yapılmış fenerler. Camlan kullanılacakları yerlere göre kırmızı, mavi, yeşil ve beyaz olur. KARŞILA. (Mcet the velm): Yeni rotaya girmek için verilen dümen komutasından sonra geminin yeni rotayı aşmaması" için ortala komu¬tası verilir. Buna rağmen gemi pruvasınm yeni rotayı aşacağı anlaşı¬lırsa vardiya subayı tarafından dümenin aksi tarafa basılması için ve¬rilen komuta. Karşılamada dümen 10 dereceden fazla basılmaz. KARULA. (Tack): Yan yelkenlerin kamla yakalarım bağlamak için karula patasında bulunan kamçı. KARULA KANDÎLİSASI. (Tack tie): Karula yakasım kaldırmak için karula yakası ile giz çatalının arasına vurulan palanga. KARULA PALANGASI. (Tack ptırchase): Yan yelkenlerin kamla ya-kalarını germek için yelkenin karula yakasından alınarak güverteye çeliklenen palanga. KARULA PATASI. (Tack cringle): Karula yakasını bumbarım çatalın¬daki yerine bağlamak için gradin halatının kuruz kırılması suretiyle yapılan pata. KARULA YAKASI. Bak. Amora yakası

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder