12 Haziran 2017 Pazartesi

K HARFLİ DENİZCİ TERİMLERİ



KABADALGA. (Rough sea): Dalga yüksekliği 5-9, dalga boyu 7-14 fit olan ve gemiyi rahatsız eden dalga. KABA KOMPAS. (Dead reckoning): Yapılması gereken bir işin itina gösterilmeden, baştan savma yapıldığını belirten terim. KABAK MELTEMİ. Mayıs ayının son haftasında esen mevsim rüzgârı. KABASORTA. (Guıı tacklc): Biri sabit, diğeri müteharrik iki adet tor- nodan ibaret palanga. KABASORTA ARMA. (Square rigged): Direkleri serenli, serenleri üze¬rine açılan yelkenleri kare yelken olan, cıvadralı ve üç direkli yelken gemisi. KABASORTA ARMALI GEMİ. Bak. Tam armalı gemi. KABASORTA ARMALI UŞKUNA. (Squarc rigged schooner): Pruva di-reğinin yalnız Gabya ve Babafingo yelkenleri kabasorta, Grandi direği sübye yelkenlerle donatılmış tekne. Kabasorta armalı uskunalarda trin- ket"yelkeni yerine genellikle veleistiralya yelkeni açılır. KABİNE. (Cabin): Kamaranın karşılığı olarak ticaret gemilerinde kul¬lanılan terim. KABLO GEMİSİ. (Cablc ship): Denizaltına kablo döşemek maksadı ile özel surette inşa edilmiş ve teçhizatlandırılmış gemi. KABLO İŞARETİ. (Cable mark): Sualtma döşenmiş olan bir kablonun sahile çıkış noktalarını ve kablonun deniz içindeki istikâmetini belirt¬mek üzere kablonun sahildeki çıkış yerlerine konulan siyah zemin üzerine ters olarak çizilmiş beyaz renkli, geceleri ışıkla aydınlatılan levha. KABOTAJ. (Cabotage): Bir devletin kendi limanları arasında yolcu ve yük taşıma hakkı. KABURGA. (Rib): Bir geminin gövdesini meydana getiren postaların (Iskarmozların) tümü. KAÇINMA. (AVOIDING COLLISION): Karşılaşılan tehlikeli bir durum-dan kurtulmak için lüzum görülen manevraların yapılması. KAÇIR. (Let ruıı): Manevra veya herhangi bir işi yapmak için verilmiş olan halatı veya donatılmış olan palanganın üzerine binen tazyiki azalt¬mak için halatın yavaş yavaş, üzerine yük bindikçe bırakılması için verilen komut. KAÇMA. (Don’t yaw. Kcep her close. Stcady so.): Serdümenin dalgın¬lıkla dümeni oynatması, veya herhangi bir sebeple geminin takip et¬mesi gereken rotadan aynİması halinde serdümenlere dikkatli olma¬ları, rotadan çıkmamaları veya çıkıldı ise rotaya girmeleri için vardiya subayları tarafından verilen ikaz komutası. Kaçma Sancağa/İskeleye gibi. KADİR. (Magnitude) Gök cisimlerinin nispi parlaklığı. Kadirleri 0,1-1,5 arasında olan gök cisimleri birinci, 1,6-2,5 arasında olanlar ikinci, 2,6-3,5 arasında olanlar ise üçüncü kadirden olan gök cisimleridir. KAFES. (Gratıng): Ensiz çıtaların biribirlerine dik ve geçme yapılmak suretiyle çakılması sonucu yapılan ağaç platformlar. Kafesler, üzerinde uzun süre kalınması gereken yerlerde, nöbet mahallerinde, köprü üs¬tünde ayakların, saçla irtibatının kesilmesi için konulur. KALAFAT. (Caulking, Caulk): Su geçirmezliğini kaybeden güverte dö-şeme tahtaları ile borda kaplama tahtalarının armuz ve sugralarına üstübü sıkıştırılarak üzerlerine katran dökülmesine denir. KALAFAT DEMİRİ. (Caulking iron): Kalafat edilmesi gereken yerler¬deki üstübüleri yerlerinden çıkarmak için kalafatçıların kullandıkları ağız tarafları enli madeni keski. KALAFAT TOKMAĞI. (Caulking mallet): Armuzlar arasındaki üstü¬büleri çıkarmak için kullanılan keskiye vurmak için yapılmış ağaç tokmak. KALAFAT YERİ. (Careen ground): Gemi ve teknelerin tamirlerinin yapıldığı çekek yerleri ile sahil kısımları. KALASTIRA. Gradle plate (Crutch): Rüşvet güverte, güverte veya ge-minin başka bir yerine alman filika, patalya veya motorların oturduk¬ları, teknenin dış kısmını kavrayacak şekilde oyulmuş, üzeri kösele ile kaplanmış ve güverteye saplamalarla tespit edilmiş ağaç veya demirden yapılmış yuvalar. KALÇETE. (Plait): Ayak paleti, paspas yapmak için eski halat liflerin¬den yapılan mürnellerin saç örgüsü şeklinde örülmesi suretiyle yapılan palet. KALEDİREĞİ. (Goal post ınast - King Post): Gemilerin direk sistem-lerinden olup, tek direk yerine bordalara yakın aynı düzlemde konan iki direğin, üst kısmından bağlanmış şeklidir. Genelde yük gemilerinde kullanılan bir sistemdir. KALKAN. (SPURNAVATER): Denizli havalarda baştan gelen deniz su- larının gerilere doğru gelmesini önlemek için genellikle ırgatın gerisine konulmuş olan V şeklindeki yüksek kısım. KALOMA. (Scopc of cable): Demirli bir geminin denizde bulunan zin-cirinin uzunluğu. Kaloma miktarı denizin derinliğine göre hesap edilir. Genel olarak derin yerlerde derinliğin beş misli, derin olmayan yerler¬de derinliğin üç misli kaloma olarak hesap edilir. KALOMA BOŞUNU ALMAK. (Paying out the chain-cablc.): Gemilerin, hareket etmeden ewel denize bırakmış oldukları zincirin bir kısmını gemiye almaları veya gemiler demirlerken denize hesaplanan kaloma miktarından fazla zincir döşerler fazla döşenen zincirin alınmasına da kaloma boşunu almak denir. KALOMALIK. Bak. Fundoluk

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder