25 Temmuz 2017 Salı

O HARFİ İLE BAŞLAYAN GEMİCİ TERİMLERİ



OCAKLIK DEMİRİ. (Sheet anchor): Bir tarafında iki demir bulunan demirlerden kıça doğru olan ve göz demirinin gerisinde bulunan, göz de-miriyle aynı vasıfta olan yedek demir. OLTA BAĞI. (Fishemıan’s knot): Bir daha çözülmesine gerek duyul- mayan halatlarm biribirine bağlanması için yapılan bağ. OLUK. (Swallaw): Halatlarm dil üzerine rahatça oturması için dil üzerine açılan yarım yuvarlak oyuk. OMURGA. (Kecl): Gemi postalarının alt uçlarının üzerinde birleştiği pruvadan pupaya kadar uzanan çelik veya en sağlam ağaçtan yapılmış olan geminin en sağlam kısmı OMURGA AŞOZU. (Rabbet): Kaplama tahtalarının omurgaya girmesi için omurga üzerinde açılmış olan girintiler. Bak. Aşoz. OMURGA HATTI. (Keli line): Gemi ve deniz araçlarının baş ve kıç bodoslamalarını birleştiren ve omurga ile aynı düzlem üzerinde bulu¬nan hat. OMUZLUK. (Quarter): Borda kaplamalarının baş ve kıç bodoslama¬lara doğru eğimlenmiye başladığı yer ile bodoslamalar arasında kalan kısım. OMUZLUK PALAMARI. SPRING LINE (S): Aborda olmuş gemilerin baş ve kıç omuzluklarından sahile vermiş oldukları halatlar. OMUZLUK RÜZGÂRI. (Quadrantal wind): Kıç omuzluklardan esen rüzgâr. OPSÎYONLU YÜK. (Optinal cargo): Muayyen bir limanda teslim için satılmamış mallar opsiyonlu yük olarak gemiye yüklenirler. Yükleyi¬ciler veya malı alacak olanlar nihai vanş limanının ismini enaz yir¬mi dört saat ewelinden bildirmek mecburiyetindedirler. ORKOZ. (Undctow): Akıntının aksi cihetinden esen rüzgâr sebebiyle akıntı istikametinin aksine doğru giden yüzey akıntıları. Girintili ve çıkıntılı sahillerde bir çıkıntıya çarparak akıntının aksi cihetine doğru akan akmtıyada orkoz denir. ORSA. (Wind side, the weather side): Yelken iskotalarını mümkün ol¬duğu kadar lava ederek yelken sathım rüzgârın estiği tarafa doğru çoğaltmak suretiyle yapüan seyir. ORSA ALABANDA EĞLENMEK. (Heavc to): Vakit geçirmek maksadıy¬la en asgari süratle eğlenmek, dolaşmak. Eğlenmekte denilir. ORSA ALABANDA TRAMOLA. (Wear): Yelkenli gemilerin rüzgâr üs¬tü tarafından dönerek rota değiştirmeleri. ORSA ALABANDA YATMAK. Bak. Orsa alabanda eğlenmek. ORSADA KAZANMAK. Bak. Yükselmek. ORSASINA KAÇMAK. (\Veather Helnı): Teknelerin inşa hataları ve gemi dahilindeki yüklerin iyi istif edilmemeleri sebebiyle rüzgâr üstüne doğru kaçmaları. ORSASINA SEYRETMEK. (Ply): Seyir istikametinin rüzgârın estiği ta-rafa doğru olması. ORSA PUPA ÇEMBERİ. (Hoop on the booııı to which the boom-guy is fasteııed): Bumbalarm cundalarında bulunan ve üzerinde orsa pupa palangaları takılmak üzere iki mapası bulunan demirden yapılmış çem¬ber. ORSA PUPA PALANGALARI. (Boom-guy tackle): Yan yelkenlerin bumbalannı istenilen istikamette tutmak üzere bir ucu orsa pupa çem-berindeki mapaya, diğer ucu küpeştedeki bir yere bağlanan iki adet pa-langa. ORSAYA KAÇMAK. Bak. Orsasına kaçmak. lORSA YAKASI. (Luff): Dört köşe yelkenlerin rüzgâr üstünde kalan, üç köşe yelkenlerin istiralya tarafından kalan yakaları. ORTALA. (Midship): Dümen yelpazesinin omurga hattı istikametinde olması için serdümene verilen komuta. ORTALAMA ALÇAK SU. (Meen low watcr): Bir ay gününde bir mev-kide bulunan iki alçak suyun daha alçak suyudur. ORTALAMA ARZ. (Mean latitudc): Ekvatorun aynı tarafında bulu¬nan iki ayrı mevkiin arzlarının cebirsel toplamının yarısı. (Lm) kısalt¬ması ile gösterilir. Ekvatorun her iki tarafında bulunan arzların orta¬laması olmaz. ORTALAMA DENİZ SEVİYESİ. (Mean sea level): Eşit vakit aralıkla¬rı ile elde edilen bir çok sayıdaki rasatlardan elde edilen deniz seviye¬sinin ortalaması. ORTALAMA EN ALÇAK SU. (Mean louest water): Bir mevkideki en alçak alçak suların ortalama yüksekliği. ORTALAMA GÜNEŞ. (Mean sun): Ekliptik üzerinde hareket eden ha¬kiki güneşin bir yıllık süratlerinin ortalamasına eşit ve muntazam bir süratle gökyüzünde doğuya doğru hareket eden mevhum bir güneş. ORTALAMA İKTİRANI ALÇAK SU. (Meran spring tide): Bir mevkideki iktirani alçak suların ortalama yüksekliği. OTURAK. (Th\vart): Kürekle hareket, eden teknelerde kürekçilerin oturarak kürek çektikleri alabandadan alabandaya uzanan tahtalar. OTURAK PANÇALU. (Thwart knee): Oturakların alabandaya gelen ta-raflarım alabandaya bağlayan ağaç veya madenden yapılmış üç köşe¬li praçollaR

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder