27 Temmuz 2017 Perşembe

P HARFLİ DENİZCİ TERİMLERİ



PABUÇ. (Shoe): Dikme, puntel gibi şeylerin yerlerinden oynamaması için oturdukları zemin üzerine açılan yuvalar. PALA. (YVash, Blade): Küreklerin denize giren enli ve yassı kısımları. PALA ÇEVİRMEK. (FEATHJER BLADES): Kürek çekilirken sudan çıkan küreklerin ikinci hamle için palalarını baş tarafa doğru götü¬rürken palaların enli taraflarını su sathına paralel duruma getirmek için kürek topaçlarının el ile çevrilmesi. PALADOR MEZARNASI. (Head ledge): Ambarağzı paladorunun otur-tulmuş olduğu ve ambar ağızlarının baş ve kıç taraflarına konmuş mezarna. PALAMAR. (Mooring ime): Bir rıhtıma aborda veya kıçtan kara ol¬muş gemilerin, geminin yanaştığı bordasından sahile vermiş olduğu kalın halatlar. Palamarlar verildikleri yerlere göre değişik isim alırlar. PALAMAR LUMBAR1. (Iiawse hole): Güverteden sahile verilen halat-ların çıkmalan için küpeştelerin güverteye yakın kısımlarında açılan ve gerisinde halatların volta edilmeleri için babalar bulunan ium- barlar. PALAMAR ŞAMANDIRASI. (Mooring buoy): Liman içinde fazla saha işgal etmemeleri için gemilerin baştan ve kıçtan palamar vermek suretiyle bağladıkları şamandıralar. PALANGA. (Tackle): İki makara ve bu makaralardan donatılan halat ile teşkil edilen donanım. Kuweti fazlalaştıran palangalar gemiciliğin gerektirdiği birçok yerde kullanılır. Palangalar makaralar üzerindeki dillerin adetlerine göre değişik isimler alır. PALANGA RULE. (Rolling tackle): Alt makarası adi torno, üst ma¬karası makara ruleden ibaret palanga. Yelken gemilerinde, denizli havalarda serenlerin sallanmaması için seren ile direk arasına do¬natılır. Yalpa Palangası da denilir. PALANGA ÜZERİNE PALANGA VURMAK. (Luff upon luff): İki pa-langanın kazancından istifade etmek için esas palanganın tirentisi yardımcı palanganın kancasına bağlanmak suretiyle yapılan donanım. PALASARTE. (Chaııncl): Ana direklerle çarmıklar arasındaki açıyı büyültmek ve küpeşteleri serbest bırakmak için direkler hizasında bordalardan dışarıya doğru uzatılmış ve bordalara sağlamca bağlan¬mış ağaç kütükler. Bak. Alt Palasarte, Üst Palasarte. PALA SIRTI. (BLADE EDGE): Kürek palalarının ensiz olan tarafı. PALET. Deniz erlerinin çekellerinin yaka kısımlarına taktıkları mavi renkli ve üzerinde üç sıra beyaz şerit bulunan kumaştan yapılmış ya¬kalık. PALET. (Mat, Pauııch Mat): Sapan veya izbiro yerinde kullanılmak üzere ince halatların örülmesi suretiyle yapılan ensiz kuşak. PALET. (Swab): Kullanılmış halatların tellerinden veya mürnelden yapılan örgülerle meydana gelen ve ayakların altlarını silmek için lumbarağızları ile kamara yapılarının önlerine konulan paspas. PAMUK HALAT. (Cotton rope): Parakete, iskandil ve halat matafyo¬nu ile ufak deniz araçlarının usturmaçalarını örmek için kullanılan pamuktan yapılmış hafif ve esnek halat. PANYOL TAHTASI. (Shifliııg boards): Gemi ambarlarında bulunan dökme hububatın denizli havalarda kaymasını önlemek maksadıyla ambarlara konulan tahtalar. Yeni hububat nakliye gemilerinde pan- yol tahtası yerine sabit sac levhalar kullanılmaktadır. Bak. Merkez hattı perdesi. PARAKETE. (Log): Bir geminin süratini ve deniz içinde katettiği me¬safeyi deniz mili yönünden ölçen elektrikî ve mekanikî alet. Genel olarak kullanılan üç tipi; İmtiyazlı Parakete, Elektrikli Parakete, Pito Statik Parekete’dir. PARAKETE HESABİ. (Dead reckoning): Son tayin edilen mevkiden (Hakikî veya alelade mevki) geminin seyrettiği rota ve parakete veya makine devir sayısıyla tayin edilen mesafe vasıtasıyla geminin mev¬kiinin bulunması usulü. Parakete hesabında akıntı dikkate alınmaz. PARAKETE SAVLÖSU. (Log liııe): Bir çıması pervaneye diğer çıması parakete saatinin gerisinde bulunan mapaya takılmak suretiyle kul¬lanılan özel surette dokunmuş halat. PARALAKS. (Paralla*): Hakiki ufuk ile hissi ufuktan ölçülen irtifa¬lar arasındaki fark. PARALE. Ağır malzemeyi kaldırmada kullanılan dörder dilli palanga. PARALEL KÜRE. (Parallel splıere): Kutupta bulunan bir rasıda göre gök cisimlerinin ufka paralel hareket ettikleri görülen gök küresi. PARAMPET. (Prumpet): Sabahları, sarılan brandaların konduğu ge¬mi içinde veya dışındaki dolaplar. PARÇALI KASA. Bak. Nal kasa. PARÇALI TUTULMA. Bak. Eksik tutulma. PAS. (Rust): Demir ve çelik sacların oksitlenmesi sonucunda meydana gelen kırmızı, kahverengi madde. Pasın önüne geçmek için mümkün olduğu kadar demir ile atmosferin temasını kesmek lâzımdır. PASAPAROLA. (Passjııg a watchword): Sözlü emirlerin ulaştırılması için gemi içinde kullanılan er.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder