6 Ağustos 2017 Pazar

S HARFİ İLE BAŞLAYAN DENİZ TERİMLERİ



SEYİR. (Sailing): Bir gemi veya deniz aracının arz üzerindeki bir mev¬kiden gidilmesi istenilen diğer bir mevkiye emniyetle götürülmesi ilmi¬dir. Seyirler. Parakete Seyri, Kılavuz Seyri, Markator Seyri ve Büyük Daire Seyri olmak üzere dört şekilde yapılır. SEYİR HALİNDE. (Under sail): Bir geminin makine veya motorlarıyla yelkenli geminin yelkenleri vasıtasıyla hareket halinde bulunmasına denir. SEYİR REHBERLERİ. (Sailing directioııs): Hidrografi daireleri tara¬fından basılan ve deniz haritalarındaki bilgilere yardmıcı olan Sahil, liman ve denizsuyu hareketlerine dair bilgileri kapsayan kitaplar. SEYİR ALETLERİ. (Navigation equipments): Gemilerin deniz üzerin¬deki coğrafi mevkilerini bulmaya ve gemiyi emniyetle götürebilmek için gerekli olan aletlere Seyir Aletleri denir. Bu aletler; Cayro Pusula, Miknatısi Pusula, İskandiller, Radarlar, Tersim Malzemeleri, Paralel, Seksant ve bunlar gibi muhtelif malzemelerdir. SEYİR FENERLERİ. (Running liglıts): Gemi ve deniz araçlarının se¬yir halinde bulundukları zaman çekmek ve yakmak zorunluluğunda oldukları «Denizde Çatışmayı Önleme Tüzüğünde Belirtilmiş»» fenerler. SEYİR JURNALİ. (Dcck log. Log book): Bütün gemilerde seyirde ve limanda bulundukları süre içinde olayların ve önemli işlemlerin gün¬lük olarak kayıt edildiği kaptan tarafından tutulan ve denetlenen hu¬kuki geçerliliği olan bir kayıt defteridir*. Bu defterler ilgili makamla¬rı tarafından tastik edilmiş olarak gemilere verilirler. SEYİR KAMARASI. (Chart room): Seyirle ilgili hesapların yapıldığı içinde harita masası ve dolapları (Folyo dolapları) ile lüzumlu neşri¬yatın ve seyir malzemelerinin bulunduğu köprüüstünün gerisindeki kamara. SEYİR ÜÇGENİ. (ASTRONOM1CAL TRIANGLE): Bir gök cisminin semtini ve hasabi irtifaını tayin ve keza büyük daire seyri İçin kullanı¬lan küresel üçgendir. Bir* gök cisminden yapılan rasadın çözümü için kullanıldığı zaman Astronomik Üçgen, büyük daire seyri problemleri için kullanıldığı zaman Seyir Üçgeni adını alır. SEYİR YARDIMCILARI. (Aid to Navigation): Gemilerin seyir emniye¬tini sağlamak üzere kıyı ve sahillerle tehlikeli bölgelere konulmuş fe¬nerler, şamandıralar, fener gemileri ve fener dubalarıdır. Bunlar deniz haritalarında özel işaretleriyle gösterilirler. SEYRE ELVERİŞLİ GEZEGENLER. (Navigahle planets): Mevki hat¬tının tayini için kullanılan Venüs, Mars. Jüpiter gezegenleridir. SEYYAR SEYİR FENERLERİ. (Portable liglıts): Gemi elektrik devre¬lerindeki arıza sebebiyle sönen seyir fenerlerinin yerine çekilmek ve konulmak suretiyle geminin gece seyir emniyetini sağlayan ve gazyağı veya batarya ile ışık gösteren aynı evsaftaki fenerlerdir. Bu fenerler köprüüstündeki dolabında gazyağları dolu ve bataryaları şarjlı olarak bulunurlar. SIĞLIK. (Shoal): Seyir emniyeti bakımından tehlikeli olan ve altı ku¬laçtan az olan derinlikler. SIĞLIK ŞAMANDIRASI. Bak Bank şamandırası. SIK HAMLA. Bak Hamla. SIRA BEKLEMEKSİZİN. (Frec ol tura): Geminin yükleme ve boşalt¬maya hazır olması şartıyla astarya müddetinin gemi yükleme ve bo¬şaltma limanına varır varmaz başlayacağını ifade eden kiralama terimi. SIKLET MERKEZİ. Bak. Ağırlık merkezi. SIRIM HALAT. (Cablc fcaid): İnce ince kesilen sığır derisinden izbarçi- na bükümü şeklinde bükülerek yapılan halat. SIVIRYA. (Bowmaıı): Hamlacıların arkasında, pruvacılann ise önün¬de oturan kürekçiler. Hamlacıların arkasmdakilere hamla sıvıryacısı pruvadakilerin önünde oturanlara ise pruva sıvıryacısı denir. SIVIRYA. (Conlinually): Bir işi veya hareketi devamlı olarak yapmak. SIYIRMA YELKEN. Moda yelkenleri gibi serene bağlı olmayıp seren üzerindeki çemberlerin aşağı yukarı indirilip çıkarılmasıyla kullanılan moda yelkeni şeklindeki yelken. SİA. (Anıplitlide): Gök cisminin doğuş ve batış noktalan ile esas semt dairesi arasındaki ufuk yayıdır. Gök cisminin esas semt dairesinden olan cihetine bağlı olarak sia’nın önüne E veya W. sonuna N veya S işa¬retleri konulur. SİĞİL. (Wedge): Herhangi bir cismin bir tarafını oturmuş olduğu yer¬den kaldırmak veya aralarında boşluk olan ağırlık altındaki cisimleri daha fazla sıkmak için kullanıln bir ucu yassıltılmış ve sivriltilmiş tah¬ta veya demirden yapılmış takozlar. SİLİNDİR ŞAMANDIRA. (Cylindrical huoy): Demirden yapılmış içleri bölmeli, dışları ise ağaç kütüklerle takviye edilmiş olan ve genellikle palamar şamandırası olarak kullanılan silindir şeklindeki şamandıra¬lar. SİLİSTRE. (Boats\vain pipc): Verilen bir emri gemi içine yaymak için vardiyaların emri tekrarlamadan ewel personelin dikkatlerini çekmek için öttürdükleri özel surette yapılmış düdük. Gemi ve birlik komu¬tanlarının gemiye giriş ve çıkışlarında selamlama maksadıyla rütbele¬rine göre gemi komutanları için uzun, kısa, uzun, komodorlar için uzun, kısa, kısa, uzun. Amiraller için uzun, kısa, kısa, kısa, uzun olmak üze¬re çalınır. SİLME GÜVERTELİ GEMİ. (FIuslı deck vessel): Güvertesi üzerinde kasaraları olmayan gemi. SİLONGO. (Hcel rope): Cunda yelkenlerinin serenini cundalarından kaldıran kandilisa. SİLONGO BAĞI. Bak. Kandilisa bağı.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder