STADİMETRE. (Stadimctcr): Deniz seviyesinden olan yüksekliği 50-200 kadem arasında bulunan maddelerin 200 ila 10.000 yardaya kadar olan yatay mesafelerini ölçmek için kullanılan alet. STANDART MAİMAHREÇ. (Standard displacement): Makine ve teç-hizatı dahil, inşaatı denize çıkmaya hazır bir halde tamam olduktan sonra personeli, silahlan, cephanesi, erzak ve suyu, muhtelif ambar sa¬yısı ve gemi içinde bulunması gereken yedek malzemesi (Yakıt ve fit suyu hariç) nin ağırlıkları dahil olan maimahreç. STOPVAÇ (Stop watclı): Gök cisimlerinden yapılan rasatlarda ve fe-nerlerin çakma sürelerini tayin etmede kullanılan, İstendiği zaman ça-lıştırılan ve durdurulabilen hassas saat. SU ÇEKİMİ. (Draft): Geminin su kesimiyle omurgası arasındaki dikey mesafe. Su çekimi miktannı göstermek üzere baş ve kıç bodoslamanın her iki tarafına rakkamlar konulur. Bu rakkamlara Kana Rakkamlan denir. SU HATTI. (Waterline): Gemi bordasının su yüzeyi ile kesiştiği çizgi. Boş ve yüklü olmak üzere iki su hattı vardır. SU KESİMİ. Bak. Su hattı. SUGA ETMEK. (To tighten a nopc or a serew): Bir şeyi sonuna kadar sıkmak, akışını durdurmak. SUGALI İZBARÇO BAĞI. Bak. Leş bağı. SUGALI RİGAVO BAĞI, (inside dinch): Bir halatın çımasını bağlamak için halatın çımasının bedeninin altından geçirilmesi suretiyle yapılan bağ. SUGA PALANGASI. (Ratchet): Zincirin akışım durdurmak veya ya-vaşlatmak için kastanyolaya donatılan palanga. Bak. Kastanyola. SUGARİ ETMEK. İrgat fenerine vurulmuş olan halatın görülen lüzum üzerine gevşetilerek akıtılması. Bu terim yerine kaçır terimide kulla¬nılır. SUGRA/SOKRA. (Butt): Kaplama tahtalarının uçları arasında kalan boşluk. Bu boşluklar kalafat edilmek suretiyle kapatılır ve su sızmaz- lığı temin edilir. SUNİ LİMAN. (Artifical harbour): Tabiî olarak korunması mümkün olmayan yerlerde mendirek ve dalgakıranlar yapılmak suretiyle gemi¬leri yük ve yolcu alıp vermelerini sağlayıcı kolaylıklarla donatılmış liman. SUNİ UFUK. (Antificial lıorizan): Kronometrelerin hatalarını düzelt¬mek için karada yapılan rasatlarda kullanılan bir kap içine konulan cı¬va ile meydana getirilen ufuk için kullanılan araç. Ufku Suni’de deni¬lir. S UYALI. Baştarafı üst güverteden su kesimine doğru eğimli olan gemi pruvası. Baştarafları bu şekilde olan gemilere suyalı gemi denir. SÜBYE. (Single wlıip): Fazla kuwet sarfını gerektirmeyen yerlerde kullanılan kamçılı sabit bir tornodan geçirilmiş bir halattan ibaret pa¬langa. SÜBYE ARMA. (Fort* and aft riggcd): Yalnız yan yelkenleri ile donatıl-mış yelkenli gemi. SÜRAT. (Speed): Deniz dibine göre bir geminin bir saat içinde kat et¬tiği mesafeye eşit hızı. Gemilerin süratleri mil olarak ifade edilir. Bak. Mil. SURAT HATASI. (Speed crror): Yerin eğri yüzeyindeki traversler gibi geminin eğri izi vasıtasıyla cayro pusulada meydana gelen ve geminin rota, sürat ve bulunduğu yerin arzına tabi olan hata. SÜRASTARYA. (Demurrage): Kiracının kontrolü dışında olmayan hal¬ler hariç bir geminin mukavelede belirtilen süre içinde yükleme veya boşaltma yapmaması halinde mukavelede belirtilen süre dışındaki gün¬ler için donatanın tazminata hak kazanması. SÜRME ÇUBUK. Bak. Baston. SÜRME İSKELE. (Gang board gang\vay): Birbiri üzerine aborda olmuş gemiler arasında gidip gelmeyi sağlamak üzere uzatılan enli tahtalar¬dan yapılmış iskele. SÜRÜKLENMEK. (Adrift): Herhangi bir sebep dolayısıyla hareket edemeyen teknelerin rüzgâr ve akıntıya tabi olarak sürüklenmesi.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder