13 Ağustos 2017 Pazar

T HARFİ GEMİ TERİMLERİNİN ANLAMLARI




TİRİNKET YELKENİ. (Fore sail, Course): Pruva direği üzerindeki Trinket sereni üzerine açılan kareyelken. TİRÎNKETÎNA FLOK. (Fore topmast stav sail): Pruva gabya istiral- yası üzerine açılan üçköşeli yelken. TİRİZ. (Bcading): Çarpma sebebiyle hasar görmemeleri için ufak teknelerin ve şamandıraların etrafına konulan esas yüzden dışarıya doğru çıkmış yarım yuvarlak ağaç kütük veya bu işi görmek üzere konulan kaim lif halat. TOCA. (Toce) (Rope is foul): Halat veya zincirlerin karışarak açıla¬maz hale gelmesi. TOKA. (Close up): Herhangi birşeyi yerine kaldırmak, çekmek. TOKA SANCAK. (Hoist the colars): Millî sancağın göndere veya gize çekilmesi. TON. (Ton): 2240 librelik veya 1016,05 kilogramlık ağırlık. TONAJ. (Tonnagc): Bir ticaret gemisinin iç hacminin hesaplanmasıy¬la bulunan taşıma kapasitesi. TONİLATO GÜVERTESİ. (Toıınape deck): Üçden az tam güvertesi olan gemilerde, üstgüverte, İkiden fazla güverteli gemilerde, omurga¬dan itibaren ikinci devamlı güvertedir. TONOZ DEMİRİ. (Kedge anchor): Gemileri belirli bir istikamette tut¬mak için gemilerin kıç taraflarından bir tele bağlı olarak attıkları demir. Tonoz demirleri göz demirlerinin üçte biri ağırlığmdadır. TONOZLAMAK. (Kedging): Tonoz demiri atmak suretiyle bir gemiyi bulunduğu demir yerinden kaldırarak diğer bir demir yerine götür¬mek. TOPAÇ. (Handle, Grip): Küreklerin, teknelerin iç taraflarında kalan yuvarlak ve elle tutulan kısımları. TOP PALANGASI. (Double luff): Ağır işlerde kullanılan iki dilli iki makaradan yapılmış palanga. TOPUK. (Hcel): Dik vaziyette duran direk çubukların güverteye ba¬kan alt tarafları. Kanca gönderlerinin kancasız olan tarafı. TOPUK ATLAMAK. Seyir halindeki bir geminin bir sığlıktan omur¬gasının sığlığa sürtünerek geçmesi. TOPUK İĞNECİĞİ. (Heel gudgeoıı): Dümen üzerindeki iğneciklerden en altta olanı. TOPUK KİLİDİ. Bak. Cunda kilidi. TOPUZ. (Masthcad flag): Millî ve dinî bayramlarda alay sancakları ile birlikte direk şapkalarına çekilen ufak ebattaki millî sancak. TORBALANMA. İskotalarının boşlan alınmadan ewel yelkenin rüz¬gârla dolarak şişmesi. TORNA. (One revolııtion): Gemi pervane şaftının tam bir devir yap¬ması. Gemilerin süratleri torna adetlerine göre ifade edilir. TORNAÇARK. (Turning geaı): Gemilerde bulunan makinelerin ba¬kım onarım gibi sebeplerle çevrilmesi. TORNA GÖSTERGESİ. (Engine revolution indicator, Tachometer): Makinelerin dakikadaki devir adetlerini belirten ve bir devre ile köp- rüüstüne de alınabilen gösterge. TORNİSTAN. (Turu astem): Gemi veya teknelerin makinelerini ça¬lıştırarak geriye doğru gitmeleri. TORNO. (Siııgle block): İçinde bir dili bulunan makaralar. TORSOLOM ASTARI. (Recf belly): Yelken bezinin mukavemetini ar-tırmak için torsolom patası hizasına dikilen ensiz bez. TORSOLOM BEZİ. Bak. Torsolom astarı. TORSOLOM PALANGASI. (Reef tacklc): Yelkenleri serene sarmada veya camadana vurmada kullanılan alt tornosu torsolom patasına üst tornosu serenin cundasına bağlanan palanga. TORSOLOM PATASI. Torsolom palangası alt tornosunun takılması için gradin yakasında bulunan ve gradin halatının kuruz kırılması suretiyle yapılan halat matafyon. TRANSİT. (Transit): Bir gök cisminin bir mevkiin meridyeninden geçtiği an. Gök cismi üst meridyenden geçince üst transit, alt merid¬yenden geçince alt transit denir. TRANSİT (Transit): Birbirinden farklı mevkilerde bulunan iki mad¬denin bakıldığı zaman bir doğru üzerinde bulunması. TRANSİT KERTERİZİ. (Transit bcaring): Değişik iki mevki de bulu¬nan maddelerin bir doğru üzerinde bulunduğu an bu iki maddeden alınan kerteriz. TRAVERSE ÇIKMAK. Bak. Açıkta eğlenmek. TRAVERS YAPMAK. (To put aboul): Bak. Açıkta eğlenmek. TROPİK YIL. Bak. Nucunî yıl. İlkbahar noktasına nazaran yerin gü¬neş etrafındaki devrini tamamlaması için geçen süre. TUCA. (TUCK): Halatların, merkezden çevreye doğru tek kat ola¬rak roda edilme şeklidir. TUL DAİRESİ. (Circle ol' longitude): Bak. Boylam dairesi. TUROSA. (Truss): Bir sereni, direk üzerinde serbestçe hareket ettire¬bilecek şekilde direk üzerine bağlanan halat veya madenden yapılmış askı. TUROSA ÇEMBERİ. (Truss hoop, Truss baııd): Turosa işini görmek üzere direk üzerine geçirilen çember. TÜRKCEVİZÎ. (Turk’s head): Her kol yanındaki kolun üstünden ve diğer kolun altından yukarı alındıktan sonra her kol yanındaki kolun bedenini takip ederek bir defa yürütülmek suretiyle yapılan ceviz. TÜTSÜLEME. (Fumigation): Gemilerin fare, böcek, kakalak ve bun¬lar gibi haşerelerden korunmaları için kimyevî maddeler kullanılarak ilaçlanmasıdır. Açık deniz ticaret gemileri en az altı ay için muteber olan bir belgeyi bulundurmak mecburiyetindedirler.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder