12 Ağustos 2017 Cumartesi

T HARFLİ GEMİCİLİK TERİMLERİNİN ANLAMLARI



TEMİZ MUKAVELE. (Cleaıı charter): Kiralama mukavelesinde tek taraflı hükümlerin bulunmadığını ifade eder. Mukavelede, simsarlık ücreti ile komisyondan başka bir indirme yapılmamışsa bu ifade kul¬lanılır. TENTE. (Awning): Gemi güvertelerini güneş ve yağmurdan korumak için güverteler üzerine muayyen yükseklikte serilen ve etekleri tente puntellerine bağlanan branda örtü. TENTEBONCUĞU. (Auning deadcvc): Tente kulaklarının donatıl¬ması için vardevelelere bağlanmış tek dilli boğata. TENTEGÖNDERİ. Tentelerin orta kısımlarını yukarıda tutmak için omurga hattı üzerine konulmuş punteller. TENTEKEMERESÎ. (Auning beam): Tentelerin aşağı doğru sarkma¬sını önlemek için bir ucu tente gönderi üzerine diğer ucu alabandadaki tente punteli üzerindeki yuvasına oturan, omurgaya dik ağaç kütükler. TENTEKULAĞI. (AYVNING ROPES): (R1DGEROPE): Tenteleri ger¬gin tutmak için tentelerin köşelerinde bulunan kamçılar. TENTE LENTİYESÎ. Filikalarla botların üzerlerine açılan^ tentelerin düzgün durmalannı temin için tentelerin kenarlarına bağlanıp ala¬bandaya alman ince savlolar. TENTE MATAFYONU. (Auning eyelet): Tente tirnelelerini tente var- develesine bağlamak için tentelerin eteklerine açılmış deliklere geçi¬rilmiş matafyonlar. TENTEOMURGASI. (Auning boonı): Tentelerin orta kısımlarının aşağıya düşmemeleri için tente gönderleri üzerine konulan ağaç kü¬tükler. Bu kütükler yerine kıç gönderle geminin vasat kısmında bu¬lunan bir yere gerilen tel halatlar kullanılmaktadır. TENTE PUNTELİ. (Auning stanchion): Tente vardevelesinin borda etrafında dolaştırılması için muayyen aralıklarla güverteye dik olarak konulmuş punteller. TENTE TİRNELESİ. (Auning knittle): Tentelerin gergin durmaları için bir çıması tente matafyonuna diğer çıması tente vardecelesine bağlanmak üzere tente üzerine bağlanmış kısa ve ince halatlar. TERK. Bak. Bırakma. TERKEDİLMİŞ GEMİ. (Dcrclict): Geminin herhangi bir sebeple bat¬ma tehlikesi geçirmesi halinde içindeki personelin gemiyi terketmesiy- le hiçbir canlının bulunmadığı gemi. TERSANE. (Shipyard): Harp ve ticaret gemilerinin inşası için içinde inşa kızakları ile havuzları, inşa ile ilgili fabrikaları ve atölyeleri bu¬lunan deniz ve rüzgârlardan korunmuş yer. TERSMAYMUN. (Spactacles): Donatılan halatlann aksi taraflara ko¬muta etmek üzere baş tarafları bir araya gelecek şekilde yapılmış iki adet tomodan yapılmış makara. TERSRÜZGÂR. Bak. Baş rüzgârı. TIRAKA. (Hammoock battcn): Hamakların baş ve ayak kısımlarının gergin durmaları için konulan iki ucu çatallı ince tahta. TIRAKA TUTMAK. (To usc a small rope to a lıoisting or lowcring wcight in order to lead or pull it ot tlıe proper dircction): Kaldırılmak¬ta veya indirilmekte olan bir cismi istenilen tarafa çekmek veya her¬hangi bir yere çarpmamasını temin etmek için cisme veya cismin bağlı olduğu halata aksi taraflara kumanda edecek şekilde halatlar bağlamak. Falaka da denilir. TİRAMOLA. (Tack): Rüzgârı bir kuntıadan alırken gemiyi çevirerek rüzgârı diğer kuntradan almak. Bak. Boci alabanda tiramola, Orsa alabanda tiramola. TİRAMOLA ETMEK. (To tack): Tiramola manevrasını icra ederek gemiyi döndürmek. Minde olmuş makaraları açmak. TIRFtL. Bak. Felek. TİRFİL PALANGASI. (Spaııislı burton): Tornolarından biri kancalı ve hareket edebilir, diğeri sabit ve kamçılı iki tornodan ibaret palan¬ga. Palanga üzerine palanga vurulması gereken yerlerde kullanılır. TIRNAK. (Palm, Fluke, Anchor blade): Demir kollarının uç tarafların¬da bulunan yassı ve uca doğru sivrilen kısımları. TIRPANTO. Tel halatlar üzerine vurulan palanga sapanlarınm tel üzerinde kaymaması için halat üzerine sarılan ip. TİCARET GEMİSİ. (Merclıant ship): Denizde kazanç elde etme mak¬sadıyla tahsis edilen veya fiilen böyle bir maksat için kullanılan gemi. TİK AĞACI. (Teak): Güney Asya ülkelerinde yetişen ve bir küp fiti¬nin ağırlığı 45-52 paund olan suya ve rutubete dayanıklı kahverengin¬deki ağaç. TİRABEZ. Bak. Avara kemeresi. TİRBOL. Bak. Elvinci. TİRENTİ. (Fail): Halatların makaralardan çıkan ve çekilen kısmı. TRtGÜVERTE. Gemiciliğin ağır olan işlerinin yapıldığı yer. TİRİM. (Trinı): Baş ve kıç su kesimleri arasındaki fark. TİRİMLİ. (Trimming): Baş ve kıç su çekimleri arasında fark olan gemi. TİRİMSİZ. (Upwriglıt): Baş ve kıç su çekimleri arasında fark olma¬yan gemi. TİRİNGA. (Gammoning): Yelkenli teknelerde cıvadrayı talimar üze¬rinde sabit tutan ve talimarla cıvadra üzerine sarılan zincir. TİRİNKET SERENİ. (Fore yard): Pruva direği üzerinde en altta bu¬lunan büyük seren.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder