Denizde kullanılan
yakıtlar hiçbir zaman sadece viskozitelerine göre sipariş edilmezler. Bu uzun
süreli ve ağır tartışmalarına ve taleplere neden olabilir.Bu nedenle geminin
ihtiyaçlarını dikkatlice değerlendirmek ve yürürlükte olan uluslararası
standartlara göre baz almak gerekir.Başlangıç noktası olarak gemideki ilgili
depolama tanklarının ve yakıt sistemleri ısıtıcılarının ısıtma kapasiteleri ile
ilgili dikkatli çalışmalar yapılmasıdır.Bu çalışma viskosite ve akma noktasının
limitlerinin belirlenmesini sağlar.
Yoğunluk için üst sınır
değeri, öncelikle seperatörün dizayn kriterini kontrol ederek ve daha sonra
CCAI’a (Calculated Carbon Aromaticity Index ) göre makine üreticilerinin
limitlerine göre bulunabilir veya hesaplanabilir. CCAI yoğunluğu maksimum
ve/veya viskozite minumum değerde tutarak kontrol edilebilir.
Birçok makine üreticileri
ideal yanma için gerekli yakıt kalitesi hakkında daha fazla ayrıntı
sağlarlar ve gemi sahipleri en azından
makine üreticileri tarafından yakıtların özelliklerini belirleyen bir takım
parametrelerin limitasyonlarına uymaları gerekir. Bu parametreler yakıttaki su,
kül, sülfür ,karbon , vanadyum miktarı ve bazı üreticiler tarafından da
belirtilen sodyum/vanadyum oranıdır.
Gemi sahibi olan sirketler
gemilerine yakıt siparişi yaparken yakıtın 50 C deki viskosite değerine ve yakıtın diğer özelliklerine göre verir.Ancak
genelde yakıt satıcıları yakıtlarını ISO 8217 , BSMA 100 veya CIMAC
standartlarına göre satışını yapar ve bu standartlardaki yakıt özellik
değerlerini ve viskositeyi garanti eder. Eğer şirket sahibi yakıtın CCAI değeri
konusunda da bir limit isterse burada bir problem çıkmaktadır.Çünkü hiçbir
standartda CCAI değeri hakkında bir bilgi veya limitasyon yoktur. Böyle
durumlarda yakıt satıcısı kendisine bağlı veya dışarıdan bir analiz
laboratuarından alınmış değerlere göre bunu garanti etmek zorundadır. Ayrıca
yakıt sözleşmelerinde bu CCAI değerinin de belirtilmesi gerekir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder