Dünya ticaretinin yaklaşık 3/5’lik kısmı ABD, AB ülkeleri
ve Japonya’nın elindedir. AB ülkeleri 4 trilyon USD civarında ve ihracat
fazlası olan ticaret kapasitesine sahiptir. Ülke bazında ABD uzun süredir,
ticaret hacmi liderliğini korumaktadır. (ABD ihracat, ithalat ve ticaret açığı
ile her üç konuda da birinci sıradadır.) İkinci sıraya yerleşmiş olan
Japonya'nın son yıllardaki ithalatı, ihracatından daha hızlı artmaktadır. Buna
rağmen Japon ekonomisi, fazla verebilmektedir. Ticaret hacminde üçüncü sırayı
Almanya almaktadır.
Genelde İngiltere, İspanya ve Avusturya dışında bütün batı
Avrupa ülkelerinin dış ticaretleri fazla verirken, OECD ülkeleri de dış ticaret
açığı vermeye devam etmektedir. Çin ticaret fazlası veren ülkelerden göze
çarpanlarından sayılabilir.[1]
Gelişmiş ülkelerin ekonomik büyümeleri normalde %2.5 seviyesinde, gelişmemiş ülkelerin ekonomik
büyüme oranlan %6’lardadır. Gelişmemiş ülkelerin büyüme oranlarında düşme
beklenebilir. Gelişmiş ülkelerde enflasyon (%2'lerde) korunurken gelişmemiş
ülkelerde ise enflasyon bu değerin çok üzerindedir.
Ayrıca dünya ekonomisi bir küreselleşme ve bölgesel
ekonomik entegrasyon dönemi yaşamaktadır. Fakat bütün dünyada işsizlik
oranının arttığı, yakın geçmişte en hızlı büyüyen, istatistik verilerin dolgun
olmasını sağlayan ülkelerin ya doğal afetlerle sarsıldıkları ya da kriz
dönemlerinde ekonomileri en fazla zarar alan ülkeler oldukları bir gerçektir.
Daha önceki yılların istatistikleri toplu olarak
incelendiğinde, dünya ticaret hacim grafiğinin, ani yükselişler ardından
duraklamaya geçtiği dönemlerin hemen ardından şok düşüşlerin olduğu
görülmektedir. Fakat son yılların istatistiklerinde ani çıkış ve düşüşlere
rastlanmamaktadır. Önümüzdeki kısa dönemde, anormal hava hareketi ve bölgesel
karışıklıklar tahminlerin üzerinde zarar vermez ise dünya ekonomisinde ve
dolayısıyla dünya ticaretinde kriz denebilecek düşüşler beklenmemektedir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder