9 Mayıs 2017 Salı

GEMÎ KULLANMAYA BAŞLAMAK


Daha önce saydığımız beş aşamayı geçirerek, tek başına gemi kullanmaya başlayacak duruma gelen bir denizci, başarılı olabil­me oranının, gerçekte her denizcide bulunması gereken, bazı nite­liklerini geliştirme oranıyla da yakından ilgili olduğunu bilmeli­dir. Ve özellikle kılavuz kaptanlar, aşağıda sıraladığımız, bu nite­liklerin tümünde üst düzeylere ulaşmaya çalışmalıdırlar:
1)      Kendine güven duymak,
2)      Serinkanlı olmak,
3)      Kararsız olmamak,
4)      Doğru karar vermek,
5)      Çabuk karar vermek,
6)      Tam, kesin, açık komut vermek,
7)      İleriyi görmek,
8)      Her an uyanık bulunmak.
Kuramsal ve gözlemsel bilgileri özümseyerek, gemi kullanmaya hazır duruma gelen bir denizcinin bilgisi, kendine güvenmesini sağlamalı, bu kişi, gemi yönetmeye başlamadan önce kendi duygu­larını yönetmeyi öğrenmiş bulunmalıdır. Çünkü, gemi kullanan bir kişinin başarılı olabilmesi, kendine güven duymasına ve kar­şılaştığı olaylar sırasında heyecanlanmayip, serinkanlılığını koru­masına sıkı sıkıya bağlıdır.
Gemi kullanan bir kişi, hiçbir zaman kararsız olmamalıdır. Bir komut verdikten sonra, daha sonucunu görmeden, onu değiştirip bir başka komut verme yoluna gitmemelidir. Amaçlanan durumu gerçekleştirmek için, sağlam kararlara dayanan, açık komutlar vermeli ve sonuçlar belirmeye başlayıncaya kadar beklemelidir. Ancak kuşkusuz bu, bir komut verildikten sonra, beklenmedik bir durum ortaya çıktığında da. onun değiştirilmemesi gerektiği an­lamına gelmez. Ayrıca, herhangi bir konuda, «Tehlike var mı?» diye kuşku duyulduğunda, o tehlikeyi var sayıp, önceden önlem al­mak kararsızlığı gidermede en uygun yoldur. Ve bu konuda durak- sanmamalıdır.
Bir gemiyi kullanan, kılavuz kaptan, kaptan ya da komutan, içinde bulunulan koşulların tümünü dikkate alarak, ne yapmayı amaçlıyorsa, ona uygun düşen doğru kararlan, çabucak verebilme- lidir. Verdiği komutlar, köprüüstündeki ilgililerin kolayca duya­bileceği ses yüksekliğinde, tam, kesin, açık, anlaşılır ve uygulana­bilir olmalıdır.
Gemi kullanırken, gemiyi kullanan kişinin, gemi kullanmanın temel bilgileri ile çevre bilgisine dayanarak, etkileri iyi kestirme­si, tüm seçenekleri göz önünde tutarak yapacaklarını önceden plan­laması ve zamanlaması gereklidir, ilerdeki basamakları düşünül­meden girişilmiş bir manevranın başarılı olması pek düşünülemez. Yalnız, «düşünülen ilerdeki basamaklar», değişebilecek koşullara uyum sağlayabilmeyi de içermelidir.
Gemi kullanıcı, manevra sırasında her an uyanık bulunmalı, tüm gelişmeleri yakından gözlemelidir. Koşullarda ortaya çıkacak ani değişiklikleri, hemen fark etmeli ve yeni koşullara uygun ön­lemleri alabilmelidir. Ayrıca, bir kılavuz kaptan, kaptan ya da ko­mutanın, çok az da olsa, ara sıra manevrayı düzenlerken bir değer­lendirme yanlışı yapma olasılığı vardır. Böyle durumlarda, önemli olan yine uyanık bulunarak, yapılan yanlışı zamanında kavrayıp, onu düzeltmenin yolunu çabucak bulabilmektir.
Sırası gelmişken, değerlendirme yanlışları konusunda şuna da değinelim ki, yanlışlık yapılmaz değildir; ancak aynı koşullarda, aynı yanlış, bir başka kez, yine yapılmamalıdır. Unutulmamalıdır ki, deneyim kazanmanın özünde de, uygulamaların iyi ve kötü yan­larından ders almak yatar. Bu nedenle, gemi kullanmaya başlayıp, bu alanda başarılı olmak isteyen bir kişi, kendisinin ve başkaları­nın karşılaştığı uygunsuz sonuçlarda, yanlışın nereden geldiğini araştırmalı, ilerde aynı uygunsuz sonuçlarla karşılaşmamak için ne yapılması gerektiğini öğrenmelidir.
Kılavuz kaptan, kaptan ve komutanların, işe önce küçük gemi­lerle başlayıp, zamanla derece derece büyüklerine doğru gitmeleri, gemi kullanmaya başlamanın en uygun yolu sayılmaktadır. Yal­nız, koşullar, böyle bir uygulamayı her zaman olanaklı kılmamak­tadır. Gerçekte, ister küçük, ister büyük gemi kullanılsın, gemi kul­lanmanın ana öğelerinin aynı olduğu ve büyük gemiyi kullanırken, onu abramak için el altında bulunan makine, çekit vb. kuvvetlerin de büyük olacağı düşünülürse, korkuya kapılmaya gerek olmadığı anlaşılır. Bununla birlikte, yine de, büyük gemi kullanmanın, baş­ta momentum olmak üzere, kendine göre özellikleri vardır; onları ilerde göreceğiz.
Burada, sonuç olarak, baştan beri anlattıklarımıza dayanarak yineleyip, vurgularsak, bir geminin kullanılmasında, onu kullanan kişinin önemi büyüktür. Ve bu kişi, mutlaka, yeterlikli bir gemi kullanıcı olmalıdır.
Yeterlikli, usta bir denizcinin kullandığı bir geminin yanaş­ma ya da kalkmasını izlerseniz, geminin kuğu gibi süzülüp, manev­ralarını, duraksamadan, pürüzsüzce tamamladığını görüp, duygula­nabilirsiniz. Bu manevralar sırasında verilen, kendinden emin, açık komutlarla, herkesin görevini düzenli biçimde yaptığını, hiç bir te­laş ya da gürültü - patırtı olmaksızın, çalışmaların bir orkestra uyu­mu içinde bütünleştiğini görebilirsiniz. Esasen, birçoklarının, gemi kullanmayı bir güzel sanat, gemi kullanıcıyı da bir sanatçı sayma­sı boşuna değildir.

Gerçekten, bu açıdan bakarsak, gemi kullanmayı, bir denizci­nin, bilimsel yasalara dayanarak, görüp, sezerek, her türlü değiş­ken koşulu dikkate alarak, tüm etkileri kafasında hesaplayıp bir- birleriyle bağdaştırarak, ortaya, incelikle dolu, duygulandırıcı gü­zellikte, hiçbiri bir öncekine ya da başkasına tam benzemeyen, ma­nevralar çıkarması, yaratması olayı, diye de görebiliriz.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder