Bir gemi su içinde hareket etmeye
başladığında, suyun yapışkanlığına uygun olarak, karina ile onu çevreleyen su
arasında bir sürtünme oluşur. Ve bu sürtünme nedeniyle, gemiye değmekte olan
su parçacıkları sürüklenerek, karinayla birlikte hareket etme eğilimi gösterir.
Gemi karinasından dışarıya doğru uzaklaştıkça, su moleküllerinin birbirlerini
sürükleme etkisi giderek azalır, bir noktaya gelindiğinde de sıfıra iner.
İleri doğru hareket eden bir gemide, bu etki alanının yatay olarak genişliği,
baş tarafta birkaç molekül iken, kıç tarafta bir metreyi geçer. Su içinde
hareket etmekte olan bir gemiyle birlikte sürüklenme eğilimi gösteren, bu su
kuşağına «sürtünme kuşağı» ya da «sürtünme suyu» adlan verilir.
Sürtünme kuşağının oluşum biçiminden
kolayca anlaşılabileceği gibi, kuşağın içindeki su hızları farklıdır. Geminin
hareketinden etkilenmeyen uzak çevredeki durgun suya göre, sürtünme kuşağı
içinde bulunan değişik noktalardaki su hızlarını ölçersek, en yüksek hızın gemi
karinasına en yakın yerlerde olduğunu görürüz. Bu hız, gemi karinasından
uzaklaştıkça azalarak, sonunda, sürtünme kuşağının bittiği yerde sıfıra iner ve
çevredeki durgun su başlamış olur.
Ortalama olarak alındığında, sürtünme kuşağının hızı, geminin
durgun suya göre olan hızından daha düşüktür; dolayısıyla, gemi suda
ilerledikçe geriye doğru kalır. Bununla birlikte, sürtünme kuşağının, çevredeki
durgun suya göre belirli bir hızı vardır; bu da, geminin arkasından giden bir
akıntının oluşmasına neden olur.
Böylece, sürtünme kuşağı akıntısının,
çevredeki durgun suya göre ilerleyen, hem geminin kıç tarafta bıraktığı boşluğu
dolduran hem de peşinden gidip onu izlemeye çalışan ve suyüzünde bıraktığı
izle tanınan, bölümüne «dümen suyu» adı
verilir. Burada şıı noktaya dikkat çekelim ki, dümen suyu ile makineli bir
geminin kıçında oluşan «pervane suyu» izi birbirinden ayndır ve bu ikisini
karıştırmamak gerekir. Dümen suyu izi, en iyi ve açık olarak, yelkenle ileri
yolalan bir teknenin kıçında görülebilir.
Geminin suda hareket etmesiyle oluşan
sürtünme kuşağı ve dümen suyu, gemi tarafından kendisine hareket verilen bir su
kütlesi anlamına gelir. Böyle bir su kütlesine hareket verebilmek için ise,
bir enerji harcanması gerektiği açıktır, öyle ise, gemiyi suda yürütmede
kullanılan kuvvetin bir bölümü, karina sürtünme direncini yenmeye harcanıyor
demektir.
Normal hızlarda, geminin suda hareket
etmesine karşı koyan toplam kuvvetin en az dörtte üçünü, karina sürtünme direnci oluşturur. Yüksek
hızlarda ise, toplam direnç içindeki payı biraz düşmekle birlikte yine de
önemli bir yer tutar.
Yapılan deneyler, karina sürtünme
direnci değerinin, toplam ıslak karina yüzeyine, geminin hızına ve karinanın
pürüzlülük derecesine bağlı olduğunu göstermektedir. Buna göre, sürtünme direncinin
şu formülle hesaplanabileceği bulunmuştur:
D
= b Y ht
Bu formülde:
D
= sürtünme direnci
b
= gemi boyuna bağlı sürtünme katsayısı
Y
= geminin toplam ıslak karina yüzeyi
h
= geminin su içindeki hızı
t
= karina yüzeyinin temizlik - kirlilik durumuna göre değişen üs sayısı
olarak verilmiştir.
Araştırmalara göre, t üs sayısı karinası temiz gemilerde
1,83 dolayında olup, karina kirlendikçe sayı büyür. Sürtünme katsayısı b ise,
gemi boyu ile ters orantılıdır; boy uzadıkça b nin değeri küçülür.
Formülden anlaşılacağı üzere, karina sürtünme direncinin değeri,
ıslak karina yüzeyi ve hız arttıkça, büyümektedir. Ayrıca, t üs sayısının da,
karina sürtünme direnci değerinin belirlenmesi üzerinde önemli etkisi vardır.
Kirli karinalar için t üs sayısı büyük olduğundan, böyle bir durum, karina
sürtünme direnci değerinde büyük artışlara neden olur. Bu yüzden, bir gemi,
aynı koşullar altında, aynı makine gücüyle, karinası kirliyken, karinası
temizken yaptığından daha az hız yapar.
Bir gemi kullanıcı, özellikle havuzdan
yakın zamanda çıkmış gemileri kullanırken, karina sürtünme direncinin başka
zamanlara göre daha az olduğunu hesaba katmalıdır. Böyle gemiler, karinalarının
kirlendiği zamanlara göre, öbür koşullar aynıyken, aynı makine kumandalarında
daha çabuk hızlanıp, daha çok hız yapar ve makine durdurulduktan sonra da,
üzerlerindeki yolu normalden daha uzun sürdürürler.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder