4 Ağustos 2017 Cuma

S HARFİ TERİMLERİ GEMİ



SALPA KÜREK. (Mind your oars): Kürekle hareket eden bir tekne¬nin kürek çekerek dar bir yerden geçmesi mümkün olmadığı hallerde kürekçilerin, küreklerini topaçlarından tutarak ve bileklerini lumbarla- rından dışına doğru tutmaları ve küreklerin bordalara paralel duruma gelmeleri için verilen komuta. SALTA ETMEK. Bak. Boş ver. SALVO. (Fire): Gemide bulunan topların bir istikamete hep birden ateş etmesi. SALYA BASTON. Cunda yelkenlerinin açılması için serenler üzerinde bulunan cunda bastonlarının serenler üzerinden dışarıya doğru sürül¬meleri için verilen komuta. SALYA ETMEK. (Hani in): Bir şeyi bir taraftan bir tarafa aşırmak suretiyle çekmek. SALYAFORA. (Haul out sufficien chain sable on tlıe forecastledeck): Zinciri ırgata vurmak veya ırgattan fora etmek için yeteri kadar zin¬cirin zincirlikten çıkarılması. SALYAFORA HALATI. (Chain nope): Salyaforalık zincirleri zincirlik¬ten çıkarmak için kullanılan kısa kamçılar. SALYAFORA KAMÇISI. Bak. Salyafora halatı. SALYAFORA KANCASI. (Chain hook): Salyaforalık zincirleri güverte¬ye çıkarmak için kullanılan bir tarafı kanca şeklinde kıvrık diğer ta¬rafı tutmak için yuvarlatılmış demir çubuk. Bak. Salyafora halatı. SALYAFORALIK ZİNCİR. Bak. Fundoluk. SALYAFORA PALANGASI. (Chain tacklc): Büyük ve ağır baklalardan ibaret zincirlerin güverteye çıkarılmaları için donatılan palanga. SANCAK. Bak. Bandıra. SANCAK. (Starboard): Pruvaya dönüldüğünde geminin sağ tarafında kalan kısım. SANCAK ALABANDA. Bak. Alabanda etmek. SANCAK BAĞI. (Sheet beııd, single bend): Sancak ve işaret sancakla¬rının uçkurluk halatlarını sancak savlolarına bağlamak için yapılan bağ. Bak. Çifte sancak bağı. SANCAK BAŞ OMUZLUK. (Starboaurd bow): Pruvadan itibaren san¬cak tarafa doğru 45 derece istikameti. SANCAK .BORDA FENERİ. Bak. Borda fenerleri. SANCAK DOLABI. (Flag chest, Flag bag): İşaret sancaklarının mu¬hafaza edilmeleri için köprüüstünüıı veya işaret köprüsünün sancak ve iskele alabandalarına konulan yirmi sekiz gözlü saçtan veya ağaç¬tan yapılmış dolap. SANCAK GEMİSİ. (Flag ship): Birlik komutanının içinde bulunduğu gemi, aksi emredilin ediği sürece sancak gemisi birliğin baş tarafında bulunan gemidir. SANCAK GÖNDEKİ. (Flag stai'f): Millî sancakları toka etmek için ge¬milerin kıç taraflarmda bulunan demir veya ağaçtan yapılmış gönder. Bak. Kıçgönder. SANCAK KIÇOMUZLUK. (Starboard quartcr): Pruvadan itibaren san¬cak tarafa doğru 135 derece istikameti. SANCAKLA SELAMLAMA. (Flag salute): Seyir halinde veya demirli bulunan bir harb gemisinin, yakınından geçen bir ticaret gemisi tara¬fından kendi millî sancağının mezestre edilerek selamlanmasıdır. Harb gemisinin bordası istikametine gelen ticaret gemisi millî sancağını me¬zestre eder. Bunu gören harb gemiside kendi millî sancağını mezestre ve bilahare toka ederek selama mukable eder. Sonra ticaret gemiside sancağını toka eder. SANCAK LUMBARAGZL Bak. Lumbarağzı. SANCAK SAVLOSU. (Signal halyards): Sancakların serene, göndere ve gize çekilmeleri için bunlar üzerindeki makaralardan donatılan 3/4, 1.1/8, 1.1/4 burgatalık ve sekiz kollu örme halatlar. SANCAK SUBAYI. (Flag officer): Rütbe ve görevlerine ait forsları çekme yetkisine haiz Donanma, Filo, Üs Komutanları ile Komodorlar. SANCAK ŞALİSİ. (Bunting): Millî sancaklarda işaret sancaklarının yapıldığı boyalan çıkmayan kumaş. SANCAK TARAF. (Starboard side): Gemilerin baş tarafına dönüldü¬ğünde geminin omurga hattına nazaran sağ tarafta kalan kısım. SANDAL. (Boat): Yolcu taşımada ve gezmede kullanılan başı kıçı bir ağaç tekne. SANSABOSA. (To ridc easy): Fırtınanın çıkmasının muhtemel olduğu veya fırtınalı havalarda tek demirde yatarken demirin taraması ihti¬maline karşı ikinci demirin deniz dibine oturacak şekilde atılmasıdır. Bu durumda ikinci demirin zinciri bosaya vurulmaz. SAPAN. (Strap. Stıop): Makara ve tornolann tablalarının etrafını çe¬viren demir veya halattan yapılmış kuşak. SAPAN. (Sling): Fıçı, bidon, sandık gibi yükleri kaldırmak için kulla¬nılan 12-24 fit uzunluğundaki tel veya lif halattan yapılmış ve çıma¬ları biribirine dikiş yapılmak suretiyle eklenmiş izbirolar. Bak. İzbiro, fıçı izbirosu, kancalı izbiro, çırçıl. SAPMA. (Deviation): Gemilerin denizde mal ve can kurtarmaları mak¬sadıyla mutad olan seyir yolundan ayrılması. Nakliyeciler sapmadan dolayı vuku bulacak zarar dolayısıyla sorumlu tutulamazlar. Ancak sapmanın makul olması ve nakliyecinin lehine olmaması lazımdır. Sap¬ma halinde sigorta sorumluluktan kurtulur.SAPMA. (Deviation): Bak. Arızîinhiraf.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder